[Üye Olmak İstiyorum] [Ana Sayfa] [Üye Arama]



YaZMaYIN üyesinin yazdığı mesajlar
Kimden: YazmaYIN

30.01.2025 02:19:07



Kime: YaZMaYIN

Boşver, herkesle hayal kurulamayacağını anlamış oldun.


Kimden: yazmayın

14.06.2022 11:49:14



Kime: YaZMaYIN

Ağlayan gözlerime degmeyeni yoklugumda infaz edrrim


Kimden: yazmayın

01.06.2022 21:58:43



Kime: YaZMaYIN

VAN Gibiyim Artık GüLmeyi MARAŞ'Ta ßıraktım , Coşkuyu EDREMİT'te, Aşkı İSKELE'De..Şimdi İse EREK Kadar Yorgun , ERCİŞ Kadar Yıkık, XAÇORT Kadar BeLaLı, VAN Kadar VedaLara ALışık, CUMHURİYET CADDESİ Kadar VAN Gibiyim Yani Uzaktan IşıL IşıL Ama AsLında Yorgun ve Herşeye Rağmen, KALE Gibi Dimdik Ayaktayım..




Kimden: YazmaYIN

23.05.2022 13:28:16



Kime: YaZMaYIN

Hayat çatlak bardaktaki suya benzer, içsen de tükenir içmesen de bu yüzden hayattan tat almaya bak. Çünkü yaşasan da bitecek yaşamasan da!


Kimden: yazmayın

18.04.2021 11:29:24



Kime: YaZMaYIN

Bazı İnsanların Değişmesini Beklemeyin Yılan sadece Derisini Değiştirir HUYUNU ASLA!


Kimden: yazmayın

16.03.2021 00:39:17



Kime: YaZMaYIN

kendini insanlardan üstün görmeyen insnaların sevgisi kelimelerine dökülür



Kimden: yazmayın

24.02.2021 17:24:41



Kime: YaZMaYIN

Ben bi kadın sevdim saatlerimi mi dakikalarımı onu düşünmeye adadığım mutluluğum, sevincim. Gözyaşım hatta kalbimde ağrı olan. İşte ben böyle bi kadın sevdimmmm.


Kimden: yazmayın

24.02.2021 17:23:56



Kime: YaZMaYIN

Adın öylesine derin kazınmış ki kalbime, her nefeste seni anıyorum. Kaç yıl yaşarsam yaşayım, sonsuza dek kalbimi ısıtacak bu sevdanın başladığı o anı, gözlerimin içine ilk kez bakışını asla unutmayacağıma söz veriyorum sevgilim.


Kimden: yazmayın

20.02.2021 10:11:43



Kime: YaZMaYIN

Bizimki de gecenin ortasında, Güneş'i beklemek işte.

Çok zaman olur kalem gönle yetişmez. İçin yanar bin kere, bir kere dile düşmez.

Alıp başımı gidesim var da,
Aklımdakileri sığdıracak valiz bulamıyorum.

Şu sıralar ihtiyacımız olan en güzel temenni
iyi insanlara rast gelesin.

Üzüntü, yalnızca iki bahçe arasındaki bir duvardır.

Gözyaşları beyinden değil, kalpten gelir.

Ağlamak arınmaktır. Gözyaşı, mutluluk ya da üzüntünün bir sebebi vardır.

İki türlü yara alır insan...
Kimi dizinden, kimi dizinin dibindekinden.

Büyük konuştuğumuz yerden imtihan olduk.
“Asla” dediğimiz ne varsa kapının ardındaymış.

Kalkıp gidemediğiniz yerlere dalıp gidersiniz.

Bazen Nuh’un tufanı gibi her şeyi yıkacak güce sahipsindir.
Ama incinmiştir yüreğin, yenmek bile istemezsin.


Kimden: yazmayın

20.02.2021 10:00:36



Kime: YaZMaYIN

SABAH YELİ ESİYOR GÖZLERİMDE GÜNEŞLE YARIŞIYOR
DİLİMDE ESKİ ŞARKI YANKILANIR DAĞLARA KARIŞIYOR

HOŞGELDİN KADERİME, AŞIMA EKMEĞİME,
BU DELİ YÜREĞİME HOŞGELDİN, SEFA GELDİN,
NEŞEM KEDERİM BENİM, GÜLÜM ÇİÇEĞİM BENİM,
SON DURAĞIMSIN BENİM, HOŞ GELDİN SEFA GELDİN

SANA AŞIĞIM SANA, SANA DÜŞKÜNÜM SANA,
KURBAN OLAYIM SANA, BEN SANA GÜLÜM SANA

SENİ DÜNDEN DAHA ÇOK SEVİYORUM, ÖZLÜYORUM SEVGİLİM,
YİNE DE SEVECEĞİM YILLAR SONRA BOŞ KALSA DA ELLERİM,

HOŞGELDİN KADERİME, AŞIMA EKMEĞİME,
BU DELİ YÜREĞİME HOŞGELDİN, SEFA GELDİN,
NEŞEM KEDERİM BENİM, GÜLÜM ÇİÇEĞİM BENİM,
SON DURAĞIMSIN BENİM, HOŞ GELDİN SEFA GELDİN


Kimden: yazmayın

16.02.2021 12:18:49



Kime: YaZMaYIN

karların içinde kalmışım çok soğuk
hava bulanık,herkes sopsoluk
kalpleri ısıtan bi aşk bile yok
herkes buz gibi, isterim ateşimi.

ben bittim sen de bit hadi git
her şeyi bitirdin ya öyle mi
bu kadar basitse yaşamayalım
her şeyi bırakıp buradan kaçalım

Dermanım kalmadı tut ellerimi
ben özledim özledin mi beni
hadi gel bir daha bırakma
yeniden doğalım bu yalan dünyaya

kalbim yaralı ,gözlerim dolu
dökülür damlalar kuru avucuma
gözyaşlarım ise aşk anısına
feda edilmiş kalpten parça


Kimden: yazmayın

16.02.2021 07:47:23



Kime: YaZMaYIN

Şimdi hasretin hangi uçurumlara iter,
Varken yokluğun zaten ölümlerdende beter,
Sanma sevdan içimde bir an kaybolur biter,
Benden başka kimseye NEFESIM deme yeter.
Son sözlerin bu aşka derin bir mezar kazar,
Şimdi kalem ne dertler ne ızdıraplar yazar,
Göğsümün solundaki yaramaz yara azar,
Benden bir başkasına NEFESIM deme yeter.
Nefesim derken senin o gözlerin gülerdi,
Beni benden alıpta aşk sevdana bilerdi,
Bizi tanıyan herkes mutluluklar dilerdi,
Benden başka kimseye NEFESIM deme yeter.
Cehennemi burada yaşatırsın sen bana,
Tek bir defa kızdımmı söylesene ben sana,
Herşey gönlünce olsun hiç korkma benden yana,
Benden bir başkasına NEFESIM deneme yeter.
Bırak NEFESIM bizim olarak kalsın derim,
O sözü duyduğumda nasıl yanar içerim,
Sen bilirsin artık of MEVLAM büyük RAB kerim,
Benden başka kimseye NEFESIM deme yeter.


Kimden: yazmayın

15.02.2021 23:24:25



Kime: YaZMaYIN

Sen Benim Acılarımı SiLmeye SiLgi OL Ben Senın Mutlulugunu Yazmaya KALEM olurum!!!


Kimden: yazmayın

14.02.2021 13:15:14



Kime: YaZMaYIN

Dalga ile kıyının aşkını bilir misin?
Öncesinden başlayıp, sonsuza giden dalga,
Hep aşka kavuşma özlemiyle atılır kıyıya.
Dalga, seven - kıyı, sevilendir.
Dokunur parmaklarının ucuyla sevdiğine dalga
Ve döner hep geriye
Bilir kavuşamayacağını ama hep koşar kıyıya
Her bir dokunuşunda aşkına verir bedenini hesapsızca
İşte, ben de seni böyle severim yar.

Yar, bilir misin dağ başında açan uçurum çiçeklerini?
Bilirler görünmeyeceklerini...
Sevilmeyeceklerini...
Koklanmayacaklarını...
Okşanmayacaklarını...
Ama inatla açarlar aşkla, sevgiyle, özlemle.
Hep beklerler gelmeyecek sevgilinin onu kucaklamasını
İşte, ben de seni böyle beklerim yar.

Yar, ipek böceğini bilir misin?
Onun kozasının içinde ördüğü o ipliğe olan aşkını
Bilir o, ördüğü ipliğin kendisinin ölümü olacağını
Ama aşkına feda eder kendini.
Öyle verir kendini yarenine korkusuzca
İşte, ben de kendimi böyle veririm sana yar.

Yar, ağaç ile meyvesinin aşkını bilir misin ?
Meyvesini vermelidir ağaç yeniden doğmak için
Öyle zorludur ki ayrılmaları
Verir meyvesini ağaç
meyve tohum olur, tohum kök olur
Ve yeniden doğar ağaç kendi meyvesinden
İşte bende böyle yar
Yok olmayı göze aldım, tekrar sende doğmak icin.


Kimden: yazmayın

14.02.2021 13:14:32



Kime: YaZMaYIN

Gidiyorum
Sökülmüş gülmelerim kanasın dudaklarında
Yüreğim yüreğinde sürgün kalsın

Attığım her adımda daha bir üşüyorum
Her adımda daha bir kanıyor yerin kalbi
Her adımda daha çok ölüyorum

Gidiyorum
Puslu sabahlar tenhasına
Suratımda ki izine inat dudaklarının
Eylüller öfkesini ellerime alarak
Gözyaşı hatırına

Şakağımdan sızan kana ant olsun
Ölüm bir uğrak köşe başı
Canımı kattığım cana ant olsun

Solmuş bir tebessüm ufukta
Siyah beyaz resimler yollara serpilmiş
Gidiyorum
Çığlıklar barındırarak suskunluğumda

Attığım her adımda daha bir inliyor zaman
Her adımda daha bir yanıyorum
Her adımda zehir dolu bir tas
Her adımda daha çok kanıyorum

Çiy düşmüş sokaklar üşüşür üzerime
Kaldırımlar paramparça

Gidiyorum
Yokluğunu ömrüme dolayıp
Genç bir intihar vuslatına
Gidiyorum


Kimden: yazmayın

14.02.2021 13:13:27



Kime: YaZMaYIN

Seni Seviyorum, Çünkü
Her sabah kalktığımda yaşamak için tek nedenim, sen varsın ...
Fakat seni sevmek için binlerce nedenim var ...

Seni Seviyorum, Çünkü
Bu siyah beyaz dünyada tek renk sensin,
Bir ressamın fırçasından çıkmış gibi ...
Ama alalade bir renk değil,
Gökkuşağının her tonunu gölgede bırakan bir renk ...

Seni Seviyorum, Çünkü
Bu soğuk günde içimi ısıtan bir esinti gibisin ...
Hafiften esiyorsun, iliklerime işleyerek ...
Sonra da kaybolup gidiyorsun, daha nereden geldiğini
Anlayamadan ...

Seni Seviyorum, Çünkü
Seni Sevmekten başka bir şey gelmiyor içimden ...
O kadar doğal ki bu duygu ruhumun derinliklerinde,
Sanki doğduğumdan beri var ...
Sadece ortaya çıkmak için seni bekliyordu ...

Seni Seviyorum, Çünkü
Sensiz bir yaşamı artık düşünemiyorum ...
Sensiz bu kuru dünyada yaşamaktansa,
ölümün soğuk nefesini öpmeyi
bir daha hiç seni görmemektense hayata arkamı dönmeyi
tercih ederim ...

Seni Seviyorum, Çünkü
Ne zaman bir aşk şiiri duysam, mısralardan sen akıyorsun ...
Ne zaman eski bir şarkı gelse kulağıma,
Gitar telleri arasından süzülen notalar, seni getiriyor bana ...

Seni Seviyorum, Çünkü
Sen hep benimlesin ...
Gözümü kapatmam yeterli seni görmem için ...

Seni Seviyorum, Çünkü
Gözlerinin içinde binlerce yıldız,
Gecenin karanlığını delip geçiyor ...
Bana bakarken kendimi yıldızlara tepeden bakıyor gibi hissediyorum ...

Seni Seviyorum, Çünkü
Benliğim sana ait ...
Sen onu buruşturup çöpe de atabilirsin,
Kalbine yakın bir yere de koyabilirsin ...
Tanrım !!!
O kalbine yakın bir yerde olmak istiyorum ...

Seni Seviyorum, Çünkü
Sen sensin ...
Ama sen beni ben olduğum için seviyor musun
Onu kim bilir ...

Seni Seviyorum, Çünkü
Seni Sevmeyi Seviyorum ...
Seni koklamayı seviyorum ...
Sana dokunmayı seviyorum ...

Seni Seviyorum, Çünkü
Saçların ellerimin arasından kayıp giderken,
Dünyada cenneti bulmuş gibiyim ...
Bir an elimde tutuyorum o cenneti ...
Bir an sonra belki de tamamen ellerimden kayıp gidecek ...

Seni Seviyorum, Çünkü
İçimde bir umut var ...
Bu şiiri belki başucuna koyarsın ...
Kim bilir belki yanına da \'\'Kırmızı\'\' bir gül ...

Seni Seviyorum, Çünkü
Tanrı çiçekleri yaratırken seni de onlarla beraber yaratmış ...
Papatyadan güzel,
Zambaktan asil,
Manolyadan tatlı,
Gülden daha güzel kokulu ...

Seni Seviyorum, Çünkü
Güzelliğine melekler imreniyorlar ...
Dünyada ise,
Ölümlüler arasında galiba bir tek benim gibi bir iki şanslı
Onu farkedebiliyor ...

Seni Seviyorum, Çünkü
Ölene kadar, yok olana kadar seninle olsam,
Bu herhalde bir ceza gibi gelir,
Daha çok senle olamadığım için ...

Seni Seviyorum, Çünkü
Senin tarafından Sevilme fikri bile bir insanı hayatı boyunca
mutlu edebilecek kadar güzel ve asil ...

Seni Seviyorum, Çünkü
Seni anlatmak için mısralar yetmiyor ...
Düşünüyorum bir kış gecesi bunu yazarken,
Acaba kaç şair senin güzelliğini anlatmak için binlerce mısra yazdı ...

Seni Seviyorum, Çünkü
Senin gülümsemen güneşin doğuşu gibi,
İnsana her şeyi unutturuyor,
Sadece seyredip tadına varma hissi uyandırıyor ...

Seni Seviyorum, Çünkü
Bu kadar nedenden sonra bile SENİ ne kadar SEVDİĞİMİ anlatamadım!


Kimden: yazmayın

14.02.2021 13:10:00



Kime: YaZMaYIN

Herseyi seninle senin kalbinde öğrendim
Gülümsemeyi..Ağlamayı..
Herşeyi sevginle ögrendim
Severken delice sevilmeyi sevilirken vuslatın gecmez saaatlerinde seni beklemeyi
Sevdaya sürgün kalbime hayatın en güzel mutluluklarını bıraktın.
Sevgisizligin toklugunda bir kuru ekmegi seninle paylasmanın ne kadar güzel oldugunu
Dünyada siyahtan başka renklerin olduğunu
Gözlerindeki bana olan sevginin yarınlarına umut olduğunu
Senin bir gözyasının benim yüregimde bin ölüm kadar ağır
Ve tatlı bir gülüsünün kalbimin karakıslarında binbir cicegi kadar güzel oldugunu
Seninle ve sevginle ögrendim
Sana olan sevgimi anlatmakta aciz kalbimin sevda ciceği
Seviliyorken geceden sabaha seni heyecanla beklemeyi
Deli severken ugrunda canımdan da feragat etmeyi
Seninle anladım
Düsünmeden hicbirseyi, sadece özleminde derin bir nefes cekmeyi
Yalnızlık cölünde bile olsam senin tatlı yüzünle yasanbilecegini
Seninle ve sevginle ögrendim
Dünümdeki acılarıma seninle tatlı gülüşlerle bakabilmeyi
Bugünümdeki mutluluklarımda seni sevgininle yasayabilecegimi
Yarınlarımdaki beyaz umutlarımı senin yüreginde beklemeyi
Senin yasama sevincleyde dolu gözlerinden ögrendim
Her bir gülüşünle kalbimde bir baharın güzelligini yaşamayı
Korkunun ecele karışmıs gecelerinde dizlerinde uyuyakalmayı
Senin yüreginde yeni bir hayata delice sarılmayı
Senin bahar kokan sevdanda ögrendim
Gözlerindeki ısıltılardan umutsuz yarınlarıma yasama sevinci eklemeyi
kalbindeki sevgi damlalarından yaralı yüregimi yeniden iyileştirmeyi
Yüzündeki tatlı gülüşlerinden karakıslarımda bile en güzel baharı görebilmeyi
Senin mutluluklarından öğrendim
Hersey senin sevgini öğrenmek gibi güzel olsa
Her nefeste bir kez daha asık olurum sana
Her sevda , senin gibi mutluluk koksa..


öğrettiğin herşey için tşkler.... sessizliğin içinde


Kimden: yazmayın

14.02.2021 13:08:39



Kime: YaZMaYIN

AŞIK OLMAYA HAZIRMISIN
Tam göğsünün ortasında bir yerin acıyacak...
Evinin seni içine sığdıramayacak kadar dar olduğunu fark edeceksin...

Sokağa fırlayacaksın...
Sokaklar da dar gelecek...
Tıpkı vücudunun yüreğine dar geldiği gibi...
Ne denizin mavisi açacak içini, ne pırıl pırıl gökyüzü...
Kendini taşıyamayacak kadar çok büyüyecek, bir yandan da kaybolacak
kadar
Küçüleceksin...
Birileri sana bir şeyler anlatacak durmadan...
"önemli olan sağlık."
"yaşamak güzel."
"boş ver, her şey unutulur."
Sen hiçbirini duymayacaksın...
Gözyaşlarından etrafı göremez hale geleceksin...
Ondan ölmesini isteyecek kadar nefret edecek, az sonra kollarında
ölmek
İsteyecek kadar çok seveceksin...
Hep ondan bahsetmek isteyeceksin...
"ölüme çare bulundu" ya da "yarın kıyamet
kopacakmış" deseler başını
Kaldırıp "ne dedin?" diye sormayacaksın...
Yalnız kalmak isteyeceksin...
Hem de kalabalıkların arasında kaybolmak...
İkisi de yetmeyecek...
Geçmişi düşüneceksin...
Neredeyse dakika dakika...
Ama kötüleri atlayarak...
Onunla geçtiğin yerlerden geçmek isteyeceksin...
Gittiğin yerlere gitmek...
Bu sana hiç iyi gelmeyecek...
Ama bile bile yapacaksın...
Biri sana içindeki acıyı söküp atabileceğini söylese, kaçacaksın...
Aslında kurtulmak istediğin halde, o acıyı yaşamak için
direneceksin...
Hayatının geri kalanını onu düşünerek geçirmek isteyeceksin...
aksini iddia edenlerden nefret edeceksin...
Herkesi ona benzetip...
Kimseyi onun yerine koyamayacaksın...
Hiçbir şey oyalamayacak seni...
İlaçlara sığınacaksın...
Birkaç saat kafanı bulandıran ama asla onu unutturmayan...
Sadece bir müddet buzlu camın arkasından seyrettiren...
Bütün şarkılar sizin için yazılmış gibi gelecek...
Boğazın düğümlenecek, dinleyemeyeceksin...
Uyumak zor, uyanmak kolay olacak...
Sabahı iple çekeceksin...
Bazen de "hiç güneş doğmasa" diyeceksin...
Ne geceler rahatlatacak seni ne gündüzler...
Ölmeyi isteyip, ölemeyeceksin...
Belki çivi çiviyi söker diye can havliyle önüne çıkana sarılmak
İsteyeceksin...
Nafile...
Düşüncesi bile tahammül edilmez gelecek...
Rüyalar göreceksin, gerçek olmasını istediğin...
Her sıçrayarak uyandığında onun adını söylediğini fark edeceksin...
Telefonun çalmasını bekleyeceksin...
Aramayacağını bile bile...
Her çaldığında yüreğin ağzına gelecek...
Ağlamaklı konuşacaksın arayanlarla...
Yüreğin burkulacak...
Canın yanacak...
Bir daha sevmemeye yemin edeceksin...
Hayata dair hiçbir şey yapmak gelmeyecek içinden...
Onun sesini bir kez daha duymak için yanıp tutuşacaksın...
Defalarca aradığı günlerin kıymetini bilmediğin için kendinden nefret

Edeceksin...
Yaşadığın şehri terk etmek isteyeceksin...
Onunla hiçbir anının olmadığı bir yerlere gidip yerleşmek...
Ama bir umut...
Onunla bir gün bir yerde karşılaşma umudu...
Bu umut seni gitmekten alıkoyacak...
Gel gitler içinde yaşayacaksın...
Buna yaşamak denirse...
Razı mısın bütün bunlara...?
Hazır mısın sonunda ölüp ölüp dirilmeye...?
O halde,
Aşık olabilirsin ...


Kimden: yazmayın

14.02.2021 13:05:58



Kime: YaZMaYIN

Hayat soğuk, yağmurlu ve vurdumduymaz bir İstanbul gecesiydi... Ve gece
yağan yağmur hep ürkütürdü beni. Yağmur değil yalnızlığımdı pencereleri
damla damla yalayan, yıllarımı dolduran sensizlikti... Hep bir yanı
yarımlık, hep senden uzaktalık, hayattaki tek 'kimse'mden yoksunluk, yani
kimsesizlikti. Bir kavuşma mucizesine inanma yolunda harcanmış bir hayatın
ansızın sonuna gelme, ve o mucizeyi yaşayamadan bir başına ölme korkusuydu
yağmur…Yine yağmur yağıyor, yine gece... Yine İstanbul... Ve sen kollarımın
arasından sıyrılıp kalkıyorsun yataktan. Nereye gidiyorsun sevgilim?
Sadece sana sarılarak uyuduğumda nefes alabiliyordum. Beni kollarına
aldığında, yüzümü masumiyetinin yurduna, o kimsesiz boynuna dayadığımda,
kokunu kalbimle soluduğumda... Uykun benim cennetimdi. Çünkü cennet sadece
ikimizin olabildiği yerdi benim için. Ne sana aşık kadınlar, ne sevdiklerin,
ne geçmişin, ne yarının...Uykunda sadece ikimiz vardık. Aşkıma dar gelen
sevgi sözcüklerine ihtiyacım yoktu orada. Sana sevgimi anlatmaya, ispat
etmeye ihtiyacım yoktu artık. Aşkımızın kokusuydu sana beni anlatan, sana
seni anlatan.... Beni gerçekliğin o soğuk, o köpüklü dalgalarıyla yutan ve
alıp alıp senden ötelere savuran hayatın dışındaki tek kaçış tünelimdi uykun.
Önce kolunu çekerdin başımın altından, sonra sırtını dönerdin. Usulca
sarılırdım sana arkandan, seninle ya da sensiz geçen yılların hasretiyle...
Ardından yavaş yavaş kollarımın arasından sıyrılırdın...Yıllardır taşımaktan
yorulmadığım hasretin, tenimden tenime akan o ateş, ağır gelirdi bedenine...
Uyuyamıyorum, nefes alamıyorum, lütfen sarılma, derdin... Yatağın bir ucuna
sığınmış bedeninden kovulmak, hayatından kovulmak gibiydi benim için.
Sığındığım, soluk aldığım tek cennetten kovulmak gibiydi. Beni uykunda terk
etmen, gerçek hayatta terk edişinden bile ağır gelirdi. Yanıbaşındaki
sensizlik, o rutubetli evimdeki, o baştan ayağa sen olan evimdeki
unutulmuşluğumdan çok daha ağır gelirdi.
Seni kaybetme korkusu öyle işlemişti ki hücrelerime...Yataktan doğrulduğun
anda bu korkuyla açılırdı gözlerim. Bilinçaltım konuşurdu benim yerime... Su
içmek ya da tuvalete gitmek için kalktığın asla aklıma gelmezdi. Gittiğini
düşünürdüm yalnızca... O saatte kendi evini terk edip, nereye gidebileceğini
sorgulamadan, sadece beni o sonsuz hiçlikte, o en masum rüyada,
cennetimizde, uykumuzda bir başına bırakıp, kaybolacağından korkardım. Bana
hep aynı soruyu sorduran bu yüzyıllık korkuydu işte: Nereye gidiyorsun sevgilim?
Beni yeniden hayatın içinde, gerçeklerin ortasında bir başına mı
bırakıyorsun? Beni yeniden unutuluş sürgünlerine mi gönderiyorsun? Nereye
gidiyorsun sevgilim?
Oysa seni uyutmayan içindeki o yangınlı hesaplaşmaydı. Gece iner, aşıklar,
yüzler, bedenler, anılar kaybolurdu sadece ikimiz kalırdık. Ve sen uykunda
sevgimle hesaplaşmaya dalardın. Cennette cehennemi hatırlardın.
Dönüp geriye bakıyorum da, sanki yıllar değil yüzyıllar geçmiş aramızdan...
Aramızdan ayrılıklar, ihanetler, kayboluşlar, vazgeçişler, yeniden bulmalar,
korkular, yalnızlıklar, savrulmalar geçmiş. Ve bu ilişki ne çok biçim
değiştirmiş...
Seni yollarca, şehirlerce uzağından sevdim. Seni kelimelerce, şiirlerce
yakınından sevdim. Seni dünya üzerinde sanki ilk kez benim için kalemi eline
alıp da yazdığın mektuplarca sevdim. Seni umutsuzca, beklentisizce,
hayallerce sevdim uzağından. Hayatımı öyle olduğu gibi bıraktım. Şehrine
geldim, ama kalbine giremeden sevdim. Neydik biz o yıllarda hiç düşündün mü?
Neydik birbirimiz için sevgili?
Geldim. Bana destek olacak, sırtımı vereceğim bir aşkın yoktu arkamda.
Kendime yeni bir hayat kuracağım yalanını, kendim dahil, sen dahil herkese
söyledim. Oysa tek istediğim seninle birlikte bir hayattı. Öyle
cesaretsizdim ki karşında ve öyle açık sözlüydün ki bana karşı, ancak
iddiasız bir sığınmacı olabildim hayatında. Hayatına iltica etmek isteyen
bir yürek sürgünü... Bir aşk meczubu sadece...
Dürüstlük kimi zaman yalanlardan çok daha acımasızmış, sevgili... Gerçeğin
buzdan ülkesinde yapayalnız kalan yürek, hayatta kalabilmek için yalanları
bile özleyebilirmiş kimi zaman... Bana aksini ispat etmek için elinden
geleni yaptığın o yıllarda, buzlar ülkesinde biraz olsun ısınabilmek için,
aslında beni sevdiğin yalanına inandırmıştım ben de kendimi...
Aşkıma kapalı bir kapının önüne bırakılmış yaralı bir kuş gibiydim.
İnanacak, bir ibadet gibi yaşayacak tek şeyimdi senin aşkın. Karşılıksız,
güvensiz, sessizce yaşanan bir aşk... Nasıl da hoyrattın bana karşı...
Kalbinde değil miydim gerçekten? Neydik biz söylesene? O yıllarda senin
neyindim ben sevgili? Can yoldaşın mı? Yol arkadaşın mı? Dostun mu? Sevgilin
mi? ..Sonra bir gün geldi ve unutuldum. Ve bu sorular birer birer bıçak gibi
saplandı yüreğime ve yüreğimde yanıtlarını buldu. Unutuluş hepsinin acımasız
cevabı oldu. Sonrası dipsiz bir karanlık... Sonrası çaresiz bir çıldırış...
Hayata karışmamak için tek kalkanım, tek sığınağımdı aşkın. Tek silahımı
yitirdim ve hayata teslim oldum. Aldı beni savurdu başka bedenlere, parçası
olamadığım o kırık dökük öykülere...
Kırgınlık kimlik değiştirdi ve vazgeçiş oldu benim için. Unutmanın en ağırı
unutamadan unutmaktır. Seni sonsuza kadar kaybetmek kimlik değiştirdi ve
unutmak oldu benim için. Seni unuttuğum yalanıyla hayatı kandırmaya
çalışınca hayat hiç olmadığı kadar acımasız tokatlar indirdi yüzüme...
Sonrası dipsiz karanlık... Sonrası hatırlamaya bile dayanamadığım düş
yıkımları... Sonrası kesif, karanlık ve rutubetli bir kuyu... Koskoca bir
boşluk... Sonrası 'yalnızlık' kelimesine sığmayacak kadar derin bir yalnızlık...
Kaç zaman sonra bilmiyorum, bir gün geldi ve beni yeniden hatırladın.
Yokluğumda kendine kurduğun hayat, beni yasak bir ilişki haline getirdi bu
kez de... Ve bu ilişki bir kez daha kimlik değiştirdi. Seni, bir başkasıyla
birleştirdiğin hayatına uzaktan bakarak, kalbimi kıskançlığın lanetli
hırsına teslim ederek, kısıtlı zamanlarda, gizli saklı buluşmalarda, o
doyumsuz kaçamaklarda sevmeyi de öğrendim... Hasretinin o tarifsiz kokusu
burnumu sızlatırken yapayalnız uyumayı da öğrendim. Yağmurlu İstanbul
gecelerinde o baştan ayağa sen olan evimde kaderimle kıyasıya yaşamayı da
öğrendim, sevgili...
O zamansız unutuluşun ardından yeniden hatırlanmanın sevinci, seni
paylaşmaya boyun eğmenin ve hep gizliliğin gölgesinde kalacak olmanın
acısına büründü. Uykunda soluğunun bir başka soluğa karıştığını bilerek
geçirdiğim sayısız gecelerde, gururumu parça parça bölüp aşkıma kurban
verdim. O tarifsiz ağrıyı uyuşturmak için ruhumdan, kimliğimden, kadınlık
onurumdan vazgeçtim. Her şeye rağmen direnebilmek için kendimden vazgeçtim.
Geriye dönüş kapılarını sonsuza kadar kapatmış oldum böylece. Ruhumdan
kendimi kovup, tüm hücrelerime sadece aşkını yerleştirdim. İşte o andan
itibaren, sensizlik artık bensizlik oldu sevgili...
Nasıl da telaşlı, nasıl da soluk soluğa yaşardık o kaçamak anları...
Aşkımızın en karanlık, en gerçek, ama en yoğun anlarıymış onlar... Sensiz
geçen gecelerde yüreğimde biriken kıskançlığın, öfkenin, kırgınlığın ve
hasretin hummalı karanlığı, sana kavuştuğum anlarda sevinçten çıldırmanın
eşiğinde tarifsiz bir hazza dönüşürdü... Nasıl da ateşliydi
sevişmelerimiz... Sana yeniden dokunmak, sanki bulutlara öpücükler kondurmak
gibiydi... Huzurla huzursuzluk, hasret ve kavuşma, aşk ve öfke, merhamet ve
acımasızlık, kırgınlık ve bağışlama her şey ama her şey sevgimizin taşkın
sularında birbirine karışırdı. İki kalbin bir ömre sığdırabileceği tüm
duyguları biz o kısacık anlarda soluk soluğa yaşardık...
Sonra hayatını değiştirdin. Yeniden özgürlüğüne kavuştun. Ve bu ilişki bir
kez daha biçim değiştirdi. Yıllardır bir savruluş halinde aramızdan akıp
giden aşkımız, nihayet dingin, doygun ve emin bir sığınak bulmuştu kendine.
O savruk yıllar bile koparamamıştı ya bizi birbirimizden, artık hiçbir şey
bu aşkı yıkamazdı. İhanetlerin, unutuluşun, hayatın sınavından geçmişti
aşkımız. Tam da birbirimizi hayattan çok uzakta, dokunulmaz bir boyutta
sevdiğimize inanmaya başlamışken, dudaklarından dökülen o lanetli cümle
korkularımı yeniden uyandırdı, geçmişi zamandan koparıp aramıza soktu
yeniden: 'Varlığın artık bana acı vermiyor...'
Ah sevgilim, ayrılık trenini çoktan kaçırmadık mı biz? Bulup bulup kaybetme
oyunlarını çoktan tüketmedik mi? O dünyevi aşk oyunlarından,
kıskandırmalardan, kaçamaklardan çoktan vazgeçmedik mi? Birbirimizi en ağır
ihanetlerde sınamadık mı? Anlamadın mı artık, varlığım sana acı vermek için
değil... Sadece seni sevmek için yaşadım ben!
Senin için bir ilişkide girilebilecek bütün kimliklere bürünmedim mi? Önce
aşkla değil kalbinin boşluğuyla tutunduğun bir can yoldaşıydım... Yüreğin
bir başkasına kapılarını açtığında hayatından dışlanıp unuttuğun oldum
sonra... Başka hayatlarda, başka ilişkilerde seni unutmaya çalışırken, belki
de aslında sadece seni ararken kıskançlıktan deliye döndüğün oldum...
Kalbime geri dönmek istediğinde gururumun gemilerini yakıp, metresin
oldum... Vicdanın oldum senin... Merhametin oldum... Pişmanlığın oldum...
Hazzın en sıradışı boyutlarını seninle paylaşan fahişen oldum... Arkadaşın
oldum... Kardeşin oldum... Sevgilin oldum... Söylesene kaç kez biçim
değiştirdi bu ilişki? Kaç kez kimlik değiştirdim seni sevebilmek için...
Anlamadın mı artık, varlığım sana acı vermek için değil. Sadece seni
sevebilmek için yaşadım ben... Hala seninle geçireceğim anların telaşıyla
tüketir gibi yaşıyorum sensiz geçen günlerimi. Yıllar geçti, hala seni
görecek olmanın kalp çarpıntılarıyla, yalnız senin için giyiniyorum en güzel
giysilerimi. Sen güzel bulasın diye geçiyorum aynaların karşısına.
Seninle geçen zaman bir daha tekrarı olmayan, doğaçlama bir melodi gibi
benim için... Sanki birlikte yazılmış kaderimizin sayılı dakikalarından an
çalıyorum. Öylece karşında oturup seni seyretmeyi, sana yemek hazırlamayı,
seninle sohbet etmeyi, dostlarını ağırlamayı, seninle birlikte uyumayı, yani
paylaştığımız ne varsa hepsini bir daha asla okuyamayacağım bir şiiri kelime
kelime içime sindirir gibi, soluk soluğa hissederek yaşıyorum... Öyle
birikmişsin ki içimde... Seni yaşamakla tüketmem, seni sıradanlaştırmam
mümkün değil. İçime çektikçe çoğalıyorsun...
Şimdi varlığım her geçen dakika daha da daralan gizli bir çember örüyor
etrafına. Her geçen gün biraz daha uzaklaşıyor, biraz daha kanıksıyorsun
beni... O peşini bırakmayan yaralı geçmişin aramıza korku duvarları örüyor.
Hayatını tüm kalbimle kucakladığımı hissettiğim anda ansızın yüzünde beliren
o eski kaygıların alıp seni benden çok uzaklara, derinlere, yalnızlık
kuyularına sürüklüyor. Yeni isimler, yeni aşk öyküleri, başka yüzler, başka
bedenlerle kaçış planları yapıyorsun kendine... Gece ansızın seni uyandıran,
kolunu başımın altından çeken, seni yatağın ucuna kadar götüren, uykunu
bölüp ayağa kaldıran ve bana hep o aynı soruyu sorduran bu korkular değil
mi...: 'Sevgilim nereye gidiyorsun? '
Sevgilim nereye gidiyorsun? Orada ne var? Benliğini kıstırdığın duvarların
arkasında soğuk, uçsuz bucaksız bir yalnızlıktan başka ne var? Neden
kaçıyorsun? Neden bu aşkı sonsuzluğa, özgürlüğe, daha önce hiç yaşamadığın
sınırsızlığa bir kapı olarak görmüyorsun? Ben senden gitme ihtimalini hiçbir
zaman çalmaya yeltenmedim ki... Sevgim seni tüketmek değil, çoğaltmak
içindi... Sevgim dünyanın yaşanılası bir yer olduğuna inanman, inanmamız
içindi... Yüreğimizin çok derinlerinde yaşayan o iki masum çocuğun soluk
alabilmesi için bir gökyüzüydü sevgim... Ben senin kanatlarını hiçbir zaman
çalmadım ki...
Öyle çok reddedildim ki, öyle çok unutuldum ki senin tarafından, sensiz
kalmak yüreğimi ezen tek korku artık. Öyle ki hayatım yalnız bir korku
halinde ayakta duruyor şimdi... Korkumu gerçeğe büründürdüğün anda yıkılıp
gideceğim. Her şeyi tükettim. Hayata tutunmak adına ne varsa her şeyi yaktım
seni sevebilmek için... Tüm sabrımı, kendime ve insanlara güvenimi, sevginin
hayatın tek harcı olduğuna olan inancımı... Artık senden başkasına verecek
enerjim, sevgim ve hayatla hesaplaşacak bir benliğim kalmadı. Geriye dönüp
sığınacak bir kendim kalmadı...
Şimdi bana varlığımın sana acı vermediğini söylüyorsun. Gitmemi istiyorsun,
sonra yeniden gelmemi... Ve sonra yeniden gitmemi... Beni sensizliğin o
dipsiz çukuruna önce sarkıtıp, sonra yeniden gün ışığına çıkarıyorsun.
Sevgimi, yokluğumu hissettiğin yerde bulmak istiyorsun. Aşkımın benliğini ve
hayatını ele geçirmesinden duyduğun o sebepsiz korkuyu yenmek için, bana
seninleyken tekrarı olmayan bir şiiri hatırlatan zamanın, sana benimleyken
gösterdiği monoton ve tüketici yüzünü yok etmek için oynadığın bir oyun bu
belki de... Beni deliliğin sürgünlerine yollayıp, sonra yeniden kalbine
çağırıyorsun.
Korkuyu beklemenin telaşı korkunun kendisinden çok daha ürkütücü biliyor
musun? İşte bu yüzden sensizliğin karanlık kuyusuna kendi ellerimle
bırakıyorum kaderimi. Korkuyu beklemekten vazgeçiyorum, ama asla seni
sevmekten değil, sevgili... Sana veda etmeden kayboluşa karışmam da aslında
sadece bunun için...
Madem varlığım acı vermiyor sana, madem ki ancak yokluğumda sevgimi
hissedebiliyorsun, öyleyse yokluğumla kal sevgili... Madem ki yokluğumla
daha mutlusun, o halde yokluk benim bu aşk için büründüğüm son kimlik olsun...


Kimden: yazmayın

14.02.2021 13:03:03



Kime: YaZMaYIN

Yok O Senin İçin Değerliyse, Gözünü Yumduğun An Onu Görebiliyorsan,O Bütün Şarkılarda Resimlerde Şiirlerde İse, Ona Muhtaç Olduğunu Söylşemekten Utanmıyorsan, Senin İçten Ve Büyük Sevgine Karşılık Veremeyeceğinden Korkmuyorsan, Onun İçin Herşeyi Ama Herşeyi Yapacak Gücü Kendinde Buluyorsan, Her Hali İle Ayrı Ayrı Sana Güzel Geliyosa, Karşısında Kendini Bir Çocuk Gibi Hissediyorsan,
Onun İçin bildiğin Bilmediğin Bütün Düşmanlıklara Karşı Koyabilirsen, O Her Geçen Dakika Sende Biraz Daha Büyüyorsa Ve Kendi Kendine Onu Kendinden Bile Çok Sevdiğini Bütün İnanmışlığınla İtiraf Edebiliyorsan, Bir Gün O Seni Hiç Sevmediğini Söylerse Bile Senin Sevginde Azalma Olmayacak Ve Ölünceye Kadar Onu Sevgilerin En Ölümsüzlüğüyle Sevebileceksen,
Gerçekten ‘’SEVİYORSUN’’ Demektir..


1  [2]  3  


counter