Sessiz sessiz haykırırken çığlıklarla susuyorum. Oldurmayan, öldürmeyen bir yara içimde Ne zaman kımıldasam Sol yanım da acıyor İntihar ediyor dilimin ucundaki kelimeler Kendini öğüten bir değirmen gibi Konuştukça eriyorum
Bir yangın içinde Günden güne daha da büyüyen Ve kara bulutlar geziniyor gökyüzünde Senden gidememek sana gelememek gibi Çaresiz bir duygu sarıyor bütün benliğimi Avaz avaz bağırmak geliyor içimden Susuyorum
Adım adım yaklaştığım bir son var biliyorum Göğsümde, sürekli taşımaktan bitkin düştüğüm Eskiyen ama eksilmeyen bir kalp sancısı Olmadıkça zorlandım Zorladıkça olmadı Yıldızlara bakmayı bıraktım artık Artık bulutlar biriktiriyorum çevremde Ve biliyor musun Artık kuşlar bile kanatsız uçuyor gönlümde Aynalardan bile köşe bucak kaçırırken bu solgun yüzümü Şu matem bulutlarından kurtulup Bir sığınabilsem, o korunaklı bakışlarına Bir boşaltabilsem Susarak biriktirdiğim çığlıklarımı
Ahh
Bir de anlasan beni Artık görsen diyorum Gözlerinin önündeki ruhumun can çekişlerini Bari taşlar kadar anlasan beni Ve, sustursan artık
yokluğunun isyanını Sonra söndürsem diyorum İçi hasret dolu şu pervasız yangını Ya da neyse boş ver Sen sadece anla beni İnzivaya çekilmeden sözlerim Kapanmadan gözlerim Sadece bir kez olsun Ama bari.. Taşlar kadar,Kuşlar kadar. Anla beni !!