[Üye Olmak İstiyorum] [Ana Sayfa] [Üye Arama]



HewaL KeKe üyesinin yazdığı mesajlar
Kimden: HewaL KeKe

29.04.2015 21:59:44



Kime: zuhalce

Zuzu HayırLı Olsın Senı buralarda Görmek Ne Guzel İnşallah Daha guzel Yerlerede Gıdersın Bol Kolaylıklar


Kimden: HewaL KeKe

20.03.2015 23:17:31



Kime: StyLe PerFecT

ayan abe nerdesen yav


Kimden: HewaL KeKe

01.09.2014 23:37:04



Kime: HewaL KeKe

Yılmaz Güney’in Nebahat Çehre’ye yolladığı,
17 Mart 1965 tarihli mektup, kırmızı mürekkeple yazmış...
Dün gece Adana sokaklarında seni aradım.
Duvarlarda, köprülerde, ışıklarda.
Biliyorum, sen binlerce kilometre uzağımda,
ama bana en yakın bir uykunun içindesin.
Yanılırsam diye ürküyorum.
Çünkü insanlar değişken ve insafsızdır.
Çünkü her an bir başka duyguya gebedir.
Seni her düşünüşte iyiyi, kötüyü yan yana kuruyorum.
Neyse, çocukluğum geldi aklıma.
Babamı beklediğim kahvenin önünde durdum.
Geceydi ve ben, bütün geçmişi bütün derinliğiyle yaşadım.
Buradan sana varan yol o kadar yakın geldi ki, buna şaşırdım.
Sanki çocukluğumda bir günün içinde sen vardın.
Yavrum, sen benim kadınımsın.
Beni düşündüğün anlar sıkılıp, bana aykırı şeyler yapmayacağını biliyorum.
Ama gene de içim rahat değil.
Gece Ağba’ya çıktım.
Kimsecikler yok.
Orkestradaki çocuklar beni görünce "Aşk Güzel Şeydir"i çaldı.
Kırık, dökük dansımı hatırladım.
Sarı elbiseni hatırladım.
Bana geçmiş, benim olmuş o kadar çok şeyin var ki.
Senden uzak olmak hiç de uzaklık değil.
Seni her gittiğim yere götürüyorum.
Gece arabada seninle konuştum.
Durdum, güldüm, hüzünlendim.
Geçmişin bütün günlerine ortak ettim seni.
Boynumda, kollarımda bir zincirsin sen yavrum.
Birazdan Antep’e hareket edilecek…
Gel be!
Bu çocuk sevgilin sana şimdiden hasret kaldı.
Gel be! ...
Yılmaz Güney


Kimden: HewaL KeKe

11.06.2014 00:29:47



Kime: HewaL KeKe

nasıl başladığı önemli değil. aslında çoğumuz aynı filmi farklı senaryolarla oynadık. birileri yabancıyken,
gelip her şeyimiz oldu. onları mutlu etmek için elimizden geleni ardımıza koymadık, yüreğimizi ortaya koyduk ve hayaller inşa ettik onlar üzerine. çok sevdik, çok sevdiğimiz kadar hiç sevilmedik. bir noktadan sonra acı çekmeye de alıştırıldık, hatta bu durum hoşumuza bile gitmeye başladı, çünkü seviyorduk. sevmek katlanmaktı, başka çaremiz de yoktu. hep iyi olacak diye bekledik, içimizdeki umut asla bitmedi. "ya severse sonradan.." diye çaresizce avunup durduk, sonra gittiler, ilk başa döndük birileri her şeyimizken, gidip yabancı oldu. nasıl bittiği de önemli değil, hepimiz aynı finali farklı biçimlerde, ama aynı kalp kırıklığıyla yaşadık.


[1]  


counter