biliyor musun olmadığın her gün her an yokluğunun acısını çekiyorum seni soluyan ciğerlerime....senin varlığın senin yarlığın değer katıyor değerlerime...senin değer yargılarında yargılanmak istiyor seni sevmekten başka suçu günahı olmayan kalbim.eğer suçsa bu itiraf ediyorum taammüden sevdim seni..hadi ne duruyorsun bir an önce kaderimin kalemini kır beni senliliğe müebbet mahkum eyle.gönlünün zindanlarında kalbinin hücrelerinde çürüt alnıma yazılan sensizliği..sensiz anlamı kafiyesi mısrası dizesi olmayan gelişi güzel yazılmış şiir mahiyetindeki kalıplaşmış boş söz kalabalığından başka hiçbir şey değilim...ki zaten sensiz hiçim...yok yok...bir hiç bile değilim..
varlığında mana varlığında içerik varlığında varlığımı kazanıyorum..hayalin gözümde gözüm hayalinde sonsuzluğa uzanıyorum..
yokluğunda: susamış bir su zerresi için kilometrelerce yol kat eden tehlikelere aldırmayıp avcılara av olacağını bilip de yine de bir yudum içmek için ölümü göze alan ceylanlardan farksızım...bende seni işte su gibi öyle gözü kara yudumlamak,zerre zerre içerime akıp sensizliğimi gidermeni istiyorum..
Ey gamzelim! saçları gecem,kaşları ecem
biliyorsun sen benim hem bir tanem hem herbirşeyimsin. seni nasıl sevdiğimi ALLAHım dan sonra en yakın sen bilirsin. bilirsin de neden hala bir ihtimal bir olasılık sensizliği düşünmemi istersin...her bir kelimeye anlam yükleyen zihnim bir buna anlam veremiyor...hala belkilerle belli olmazlarla yaşamamı istiyorsun...ama senin anlamadığın benimse bildiğim ALLAHımın yaratan ve bir olduğunu bilmem kadar kesin seni sevdiğimi biliyor olmam.
senin bir meleğin yeryüzüne iniş hızı kadar aralıksız gülebilmen için ben gizli gizli ağlamaya,,seni mutlu etmek için mutsuzluğa bile razıyım...aslında anlayacağın gibi seni sevmek seni üzmemek benim tek mutluğum...istesen de ne sen ne ben mutsuz olamayız..
Ey mutluluğum! bahar yüzlüm,gönül sözlüm
her an her saniye her dakika seni kaybetme korkusuyla yüreğimin fayları kırılıyor... sanki sen gidecekmişsin sanki ruhumda depremler olacak sanki ben yerle bir olacağım.. söz dinlemez aman bilmez bir asi fırtına alıp beni savuracak sensizliğin kol gezdiği aşka isyankar beldelere sevgiye düşman diyarlara...
bütün bunlar olsa bile sensizliğin başını alıp gittiği en ücra köşelere dahi senliliği kabul ettirmeden ne canımı veririm ne benim bile hayret ettiğim sana olan o yüceler yücesi aşkımdan vazgeçerim..
seni benden almaları için cesedimi çiğnemeleri gerekir.ki kim bilir bu da mümkündür..ama senin sevginle beslenen kalbimi hiçbir kuvvet çiğneyemez,,imkansız, olmaz ya! hadi bunu da başardılar peki ya söylermisin,,,ruhumda ki,benim sana olan kaderime yasladığım damarlarımda gezdirdiğim kanımda yüzdürdüğüm gönlümde yeşerttiğim yüreğimde büyüttüğüm o mahşere kadar hatta mahşerden sonrada yaşayacak olan anlam yüklenemeyen şekil verilmeyen yok böylesi denilip de tarifi bilinmeyen, o aşkın da ziyadesi aşkın da ötesi aşkımı balon yapıp patlatacak ulu RABbimden başka somut soyut hangi kudret var.
Ey yeminim! bütün duam,tek aminim
Sen benim gözümde renk,sen kulağımda ses,yüreğimde ahenk,ciğerlerimde nefessin… sen seher vakti hamdım,sen sabah namazları huzurumsun,,,sen ibadetimin ihlası,sen vesveselerimin iflasısın…sen ellerimde tesbihim sen yaralarımı saran pansuman pamuğu saçlarını öpen parmaklarımın,tesbih tanelerine dokunuşusun,…sen o üç mübarek harften oluşan o tek kutsal kelimenin okunuşusun….o sensin ….sensin AŞK…..sen AŞK’sın
Sen her gecenin karanlığında damla damla gözyaşlarımın birikintisine düşen dolunayın yansımasında ki o karamsarlığı aydınlatan ışıltı,,sen her sabah birkaç ekmek kırıntısından ibaret rızklarını aramak için uçuşan serçelerin kanat çırpıntılarında var olan esinti…sen sensiz kalmış yıllardan sonra denk gelinen en özel tesadüf en güzel rastlantı,,sen geleceğime dair hayallerimin tek uzantısısın… Sevap bakışlım! RABbimin 99 güzel isminin mucizesini tutan o kar beyazı avuçlarında aşk öpücüğü kaynayan sevdiğim! derler ki uzantılar özentilerden doğarmış…meğer bilmeden yıllar yılı ümitlerle dolu hayallerim hep ama hep aşk’a özenmiş..Evet tam da hissettiğin gibi içimdeki cana yani sana özenmiş….Hani yeminler etmiştim ya mavi gözlerime endeksli kavuşmaya dair…akabinde sen de ant içmiştin ya ayrılığa kızgın benliliğe tutkun….dilerim ki MEVLAM sözümüze ahdimize her iki alemde de şahit olsun..dualarımız yalnız dünyada kalmasın değil dua kapılarından,cennetin sekiz kapısından girip kabul olunsun…kıskansınlar bizi cehennemde bile o büyük aşkımız solunsun…
Bilirim seni tarif etmek mümkün değildir..hani insanın daha önce hiç işitmediği görmediği,,bilmediği bir yerleri tarif etmesinin mümkün olmayışı imkansız oluşu gibi…ama yüreğimde sadece benim bildiğim tek bir tarif var aslında..sen cennete gidilen yolda atılan en büyük adımsın…en büyük adımlar aşk için atılır…o aşk içinde nefessiz yatılır sevdiceyim…..
Varlığında varlığım var olabilirken yokluğunda yokluğum bile sana yar olma mücadelesinde,seni kazanmam için ölümüne çarpışmam gerektiğini bildiğim sensizliğin bu amansız çetin savaşında…ruhumun sevgi neferleri senin aşkının bayrağını dalgalandırma çabasında…
Ey ümidim! hayalim,meyalim
Benim sensiz ne bir düşümün ne bir rüyamın ne bir hayalimin olmasının bırak düşüncesi, düşünmeye üşenmesi bile olmaz…olmaz bunu ben bilirim ya senin hala hayalleri bile hayal edebilme gücünün benim gün gelir can vermeye yıllar yılı korkan ürkek,şimdi seninle cesaretin adını öğrenen cesur kalbimin ölümün adresine tereddütsüz koşacağından,bunca yıl işlediği sevaplardan bir çırpıda vazgeçeceğinden ve sensizliği içmektense ecel şerbetini tek yudumda tek dikişte içeceğinden hiç ama hiç şüphen olmasın………
Senin benden istediğin aşk ise ben aşkın zirvesindeyim,,göremezsen beni orada bil ki zirvenin de ötesindeyim…sevdiğim! bilmezmisin anlamazmısın.ben aşkın efendisiyim ama senin de bana olan tek zerre sevginin her iki dünyada eli kolu bağlı kölesiyim… ve yine ben, mutluluğun gönül surlarında,sevdayı müdafaa eden aşkın geçit vermez kalesiyim….sensizlikten başka hiç bir nefret ziyadesiyle hiçbir acı hiçbir kuvvet duvarlarımı yıkıp mazgallarımda gedik açamaz…yerle bir edip enkazımı sonsuzluğa saçamaz…
Ey yarim! ölümüne sevdiğim, yaşamına seveceğim
olmadığın her gece dolaşıyorum seni kaybetme ürküsündeki beynim misali karanlık,ecel korkum gibi terkedilmiş, isim levhaları sökülmüş adsız caddelerde, her bir köşede seni arıyorum,hayalinin siluetini görebileceğimi zannettiğim cansız maddelerde, bulamıyorum ne yazık seni saramıyorum ne çare biçare kalıyorum öylece içimdeki hep senin aşkını arzulayan ihtiraslı ukdelerde..ama sanki kader yine benle dalga geçiyor hala nüktelerde…..
biliyorum seninde her sevende sevilende olduğu gibi o temiz ve sıcak kalbindir en hassas bölgen, yüreğimde büyüttüğüm aşkın sahibi! şimdi soruyorum sana? Var mı seni bir an bile sevmeyeceğimi düşünebileceğin tek bir belgen,ya da hiç başımdan eksik olabilir mi cehennem ateşinden korkmamama mani olan o yaz serinliği gölgen ……bu soruların yanıtını yüreğinin cevap anahtarında,sana aşkımın hiç olmayan yanlışlarını işaretleyip, var olan doğrularını görmezlikten gelme ne olur…canım aşkım şimdilik sana söyleyeceklerim bu kadar…..emin ol devamı sana aşkım gibi sonsuza kadar |