17.03.2012 11:13:59
Günlerden bir gün sürü yayladayken hırsızların hücumuna uğrar. Hırsızlar çobanın elini kolunu bağlar, sürüyü alıp gitmek isterler. Fakat sürü bir türlü yerinden kalkmaz. Onca çaba bunca gayret, sürüyü yerinden oynatamaz. Çoban der ki, "Ben kaval çalmadıktan sonra sürüm imkansız bir yere gitmez, çözün kollarımı ben sürüyü kaldırayım." Ellerini kollarını çözerler çobanın. Çoban kavalını eline alır, başlar yanık yanık öttürmeye. Sürü hemen kalkar, yavaş yavaş yürümeye başlar. Bu arada çadırda uyuyan yörük beyinin kızı da kaval sesini duyar. Duyar ya bu seferki havadan çobanın tehlikede olduğunu anlar ve etrafı uyarır. Yörükler hep birden sürünün bulunduğu yere koşarlar. Bunu gören hırsızlar hemen kaçarlar.
O günden sonra, köylüler, kızın, çobanın kavalının sesinden, çaldığı havadan anlamasını, kızla çoban arasında gizli bir ilişki olduğuna yorarlar.
Bu en çok kızın babasını düşündürür. Çağırır çobanı yanına. "Kavalının sesi pek yanık, kızımı da bununla mı kendine bağladın?" der. Çoban da "Bilmem, belki de öyledir. Ben sürülerimi bununla otlatır, bununla idare ederim. Gerekirse susamış sürülerimi bir damla su içmeden bile su başında bekletirim." der. Bunun üzerine ihtiyar yörük beyi "Ben senin sürüye tuz yalatayım, sen suyun başına götür. Eğer su içirmeden sürüyü su başında bekletebilirsen ben de sana kızımı vereceğim" der.
Çoban sürüsünden emindir. Yalnız bir karakoyun var pek heyecanlı, toy, bir tek ondan korkuyor. Sürüye hiç su vermeden üç gün tuz yalatırlar. Çoban sürüyü alır dağdan aşağı dereye doğru sürer. Sürü büyük bir iştahla suya doğru koşuşurken çoban birden çaldığı havayı değiştirir. Bunun üzerine sürü olduğu yerde durur. Ne var ki çobanın korktuğu başına gelir. Karakoyun durmaz suya doğru yol alır. Bu sırada çoban çaldığı havayı daha da yanıklaştırır. Bu, onun karakoyuna yalvarması, ondan isteğine uymasını istemesidir. Bu olay karşısında, yörük beyi ve oba halkı da heyecanlanır. Hava hızlanıp yanıklaştıkça karakoyun yavaşlamağa başlar. Durur, bir geriye döner, bir suya bakar. Kavalın sesi ona susuzluğunu unutturur. Geriye sürünün yanına döner. Bu iş oymak beyini de duygulandırmıştır. "Kızımı sana verdim gitti, bundan sonra bir yastıkta kocayın yörük" der.
Bu olaylar sırasında karakoyunun emlak kuzusu ölür derler. Sebebi de susuzluk ve bolca verilen tuzdur. Çoban bu ölüme pek üzülür. İşte bu anlatılanlar türküde ve ezgisinde pek sanatlıca işlenmiştir.
Ekleyen/Kaynak: HÜSNA ABALAK
Bu bölüme Efsaneler ekleyebilirsiniz. Efsaneler eklemek için
tıklayın
Yazan: misafir 15.12.2014 14:18:08 kara koyun çok güzelllllllllllllllllllll
Yazan: murat 12.03.2013 15:36:06 kara koyun ne guzeli ya biz sehir efsanesi dedik burda ne yaziyo
Yazan: ŞİRİN 2.10.2012 09:55:30 KARAKOYUN ÇOK GÜZEL GERÇEKTEN ÇOK BEĞENDİM
|