10.03.2013 01:48:07
1960Lı Yıllarda Van'ın bir köyünde Yaşlı Bir ÇifT Yaşarmış.. Bunlar Meryem nine ve Hüseyin dede imiş. Yaşlı adam son zamanlarda bir hastalığa yakaLanmıştı. Adamın hastalığı gün geçtikçe artıyorDu. Bu hali ona ölümü, nineden ayrılışını, onu yalnız bırakışını hatırlatıyordu her hatırladığında nineye yansıtmamak için içindeki hıçkırıkları zorluklarla yüzünde tebessüme dönüştürüyordu. Meryem nine bir erkek kadar kuvvetli bir o kadar da korkusuzdu. İlkbahar yaklaşıyordu. Yaşlı adam eriyen kar gibi gün geçtikçe tükeniyordu. Meryem nine bunun farkındaydı ve bazı geceler ona hissettirmeden saatlerce ağlıyordu.. Güneşli bir bahar günüydü o sabah yaşlı adam sadece işaret edebiliyor konuşamıyordu. Meryem nine adamın gözlerinde gördüğü acıyı iliklerine kadar hissediyor ve bu durum onun kahrolmasına sebep oluyordu.. Adam dişlerinin arasından kendisini zorlayarak. Biraz yoğurt istedi. Meryem nine hiç beklemeden hemen getirdi taptaze koyun sütünden yaptığı yoğurdu. Yaşlı adam zorla da olsa konuşmaya başlamıştı. Biraz kar olsaydı keşke dedi. Yoğurtla karıştırır yerdim ne güzel olurdu dedi. Meryem nine yaşlı adamın son demlerini yaşadığını hissediyordu. Güneş bugün hiç doğmayacakmış gibi batmıştı Meryem nine için. Güneşin ışığında yüzen dağların karşısında hüzünlendi. Karanlık çökmüştü. Yaşlı adam hastalığın verdiği acı ve halsizlikle uyuya kalmıştı. Meryem nine atın bulunduğu samanlığa yöneldi. Atı dışarı çıkardı. İçeriden iki kova alarak gecenin karanlığında, mehtabın cömertliğine hayranlığını hüzünlü gülümseyişi ile yansıtarak kar kaplı tepeye doğru ilerlemeye başladı. Meryem nine ve tüm köy halkı, karla kaplı tepede bir ayının olduğunu bilirdi. Ve kimse oraya gündüz dahi gitme cesaretinde bulunamazdı. Çünkü oraya atla gidilmezdi yokuşlardan dolayı. Meryem nine atıyla birlikte kar ın olduğu yere nefes nefese kalarak varmıştı. Üzerinden gün geçtiği için kar sertleşmişti. Elleriyle sert bir şekilde üstte ki kar ı atarak alttaki temiz kar a ulaşmaya çalışıyordu. Tek düşündüğü şey karı yoğurda yoğurdu yaşlı adama kavuşturmaktı. Temiz olan kar ı seçtikten sonra kovalara doldurdu ve atına yükledi. Yokuş aşağı olduğu için atına binemezdi. O önde atı arkada görevi başarma sevinci ile ilerliyorlardı. Taa ki o ürkütücü ses gecenin karanlığında yankılanıncaya dek. Yaşlı nine arkasına döndü tahmininde yanılmamıştı bu tüm köyün korkarak bahsini ettiği ayıydı. Ve koşarak arkasında iki yavrusu ile birlikte yaşlı nineye doğru geliyordu. Nineyi bir titreme sardı. Titremenin sebebi korku değildi. Tek düşündüğü son demlerini yaşayan yaşlı adama kar ı ulaştırmaktı. Ayı yaklaşıyordu. Ata binmeyi düşündü, ama bu imkânsızdı at onu taşımayacak kadar engebeli bir yerdeydi. Nine çocukluk günlerini anımsadı. Babasının anlattığı hikâyelerde ayı nın bir bayan olduğunu ve ayıya dönüştüğünü anlattıklarını hatırladı. Ve bağırarak bir elini kaldırıp Ben bayanım, Sen bayan. Ben yoluma sen yoluna... Ayı çok yaklaşmıştı. Nine daha şiddetle bağırıyordu. Ben bayanım sen bayan ben yoluma sen yoluna… Bunu kaç defa yinelediğini hatırlamıyordu. Yokuşu nasıl bitirdiğini bilmiyordu. Tek bildiği ata binerken ayının sırtını dönerek geldiği yere doğru gittiğiydi… Meryem Nine köye döndüğünde sabah oluyordu. Eve varır varmaz yaşlı adama baktı. Nefes alıyordu. Yüzünde şimdi gerçek bir tebessüm belirdi. Ve dışarı çıktı ineklerini sağdı. Tekrar eve geldiğinde güneşin ışıkları odayı dolduruyordu. İçeri girdiğinde yaşlı adam uyanmıştı. Yatağını ve üstünü değişti. Tekrar yatağına yatırdı adamı. Yaşlı adam alışagelmiş şekilde biraz yoğurt istedi. Nine yoğurda gece getirdiği kar ı koyup karıştırarak adama sundu. Yaşlı adam ilk tadına baktığında anlamıştı. Nerden geldi bu kar dedi biraz neşeyle ve şaşırarak. Yaşlı nine olanları, ayı ile karşılaştığını anlattı. Yaşlı adamın neşesi sönmüş dinlerken gözleri dolmuştu. Ve dayanamadı hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı… Sonra ki gün nine odaya girdiğinde her gün odaya dolan güneş bugün her gün olduğundan fazla ışık saçıyordu buna rağmen oda gölgede kalmıştı. Yaşlı adamın gözleri kapalı, Bedeni hareketsiz, nefes sesi yok olmuştu. Yüzünde bir gülümseme vardı sadece. Meryem Nine, sonu olmayan bu yolculukta yaşlı adamın arkasından gelmeyeceğini bile bile gözyaşlarını hıçkıra hıçkıra döktü…
Ekleyen/Kaynak: KuRaISız< Memet Dalmış
Bu bölüme Hikaye ekleyebilirsiniz. Hikaye eklemek için
tıklayın
Yazan: pery 11.02.2014 11:50:06 beğendim keşke gençlerde bu yürek bu vefa olabilse:(
|