8.07.2013 00:52:00
Hayattan gerçek bir hikaye İstanbul'a son gittiğimde, senelerden beri görmediğim hanım arkadaşıma rastladım. Bir kafeye girip sohbete başladık. 'Melahat, hiç değişmemişsin, hiç yaşlanmamışsın' dedim 'Hala fıstık gibisin' O 'Sen de öyle' dedi 'Görüşmeyeli nerede ise yirmi sene oldu ama yüzünde pek bir fark yok' Ben 'Zaten umumiyetle böyle oluyor, insan yakından tanıdığı bir arkadaşını, dostunu kırk sene görmese bile hemen tanıyor' dedim.
Melahat, acı acı gülerek 'Sen öyle zannet' dedi ve anlatmaya başladı 'Bundan üç, beş ay önce yeni bir dişçiye gitmiştim, oturmuş beklerken, dişçinin duvarda asılı olan diploması gözüme ilişti. Diplomada adamın tam ismi yazılı idi. Birden otuz sene geriye, mektep senelerime gittim. Acaba bu diplomanın üzerinde ismi yazılı olan Hakan Erdem Şahin, benim bir zamanlar aşık olduğum, uzun boylu, gür siyah saçlı, yeşil gözlü sınıf arkadaşım Hakan olabilir miydi? Dişçinin yanına girince bu sualin cevabını almış oldum. Karşımdaki seyrek gri saçlı, yüzü çizgiler ile dolu olan şişman adam, benim Hakan'ım olamazdı. Her şeye rağmen işim bitince sordum 'Siz hiç Beşiktaş Lisesi'ne gittiniz mi?' Adam gurur içinde 'Evet' dedi 'Ben oradan mezunum' Sordum 'Hangi sene' '1980 mezunuyum' cevabını verdi ve sordu 'Neden sordunuz?' Ben heyecan ile 'Siz benim sınıfımdaydınız' diye bağırdım' O kel kafalı, kırışık suratlı, şişko herif bana baktı, baktı ve 'Kusura bakmayın hocam hatırlayamadım, acaba hangi derse gelirdiniz?' diye sordu.
.
Ekleyen/Kaynak: BENAYCAN
Bu bölüme Hikaye ekleyebilirsiniz. Hikaye eklemek için
tıklayın
Henüz yorum eklenmemiş
|