22.05.2015 12:00:12
Ben Kobanili Şervan Gazap yağdırıyor üzerimize Rahman Nerde yanlış yaptık Allah bunu yaptı bize Oysa biz bekliyorduk Allahtan rahmet Ben Kobanili Berzan kalbimde iman Kan ter içinde taşıyorum mermileri sırtımda Birkaç canavarı yok edecek biraz sonra Savaş naraları atacaklar savaşçı kadınlar Kanlı çemberi kırmak için yeri göğü inletecekler Tarihin derinliklerden gelmişler onlar Yeni bir tarih destanını yazıyorlar Tarihe meydan okuyorlar Göğe bak her taraftan yükseliyor ateş ve duman Her düşen bombayla yok oluyor yüzlerce can Su değil kandır oluk oluk akan Şu sokaklara bak Kan içinde bekliyor sahipsiz cenazeler Yok ortada gözlerini kapatacak kimseler Top oynuyor in cin buzulmuş cenazeler arasında Susun uyuyor evler uykuda Anasız babasız şu yavrular Ölüme yoldaş olmuş yıkık evler Tarihin çehresini nasıl değiştirecekler Ne suç işlediler ki koptular yurdundan Sararmış yaprak gibi ayrıldılar dalından Epey ilerledi vakit havada soğuk Birazdan şafak sökecek Geceden kalan cenazelere tazeleri eklenecek İslam adına işlenen bu vahşetti kim durduracak Gelmiş dünyanın en iğrenç yerlerinden Nerde varsa hasta ruhlu bir düşman Bunlarda ne insanlık var ne de vicdan Ne İslam’ı bıraktılar ne de bir Müslüman Müslüman kılıklı bu dinsiz imansızlar Kerbela’da yaptıkları gibi yene yakıp yıktılar
EY FİLİSTİNLİ ÇOCUK Ey Filistinli mazlum çocuk Yükün ağır bedenin küçücük Nasıl taşıyacak Yağmur gibi gökten üstüne yağıyor bombalar Var senin karşısında en acımasız canavar Bak etrafına parçalanmış yüzlerce can Bekliyorsun en azılı düşmandan merhamet Hani insan hakları hani birleşmiş milletler Bir hayvan için dünyayı ayağa kaldıranlar Neden sizin hakkınızı savunmuyorlar Ya bel bağladığın Müslümanlar Güvendiğin o yalçın dağlar Neden sesiz sedasızlar Sanki ölü toprağını üzerine serpmişler Duymuyorlar çığlığını sağırlar Görmüyor musun ümmet yatıyor yumuşacık yatakta Gömdüler cihadı Kerbela’da Bak herkesin keyfi yerinde her kes rahat Batıdan bekliyor mazlumlar merhamet Pekiyi nerede ümmet nerde cihat SÜRGÜN Diyarbakır surlarından Diyarbakır’a baktı Beytocan İki damla gözyaşı süzüldü yanaklarından Hatırladı surlara ilk çıkışını Annesine karşı ilk gelişini Ve sonra tam yerimi üç yıl sürgün hayatını Ulan dedi ben bu ülkeye ne yaptım ki Adam öldürmedim banka soymadım Terk etmedim savaşta cepheyi Pekiyi neydi suçum günahım Dilim ırkım farklıysa ben ne yapayım Bunun için mi sürgün ettiler beni yurdumdan Kopardılar beni ailemden arkadaşlarımdan Uzak diyarlardayım yapayalnız Dedim ne olur ne olmaz Bir vasiyet yazayım arkadaşlarıma İzin çıkmasa eğer dönmesem yurduma Aldığında Allah emanetini Yakın cenazemi Gönderin külümü anneme babama Kalmadı çok şükür ihtiyaç vasiyete Geldim ölmeden önce Türkiye’ye MÜSLÜMAN Kabul etmez Müslüman tağut’u Devirir nerde bulursa bir putu
ŞERİAT Şeriatın başıdır Muhammet Allah vermiş ona merhamet Şeriat dururken diğer rejimlere ne hacet ZAYIFLER VE DÜNYA Böldüler parsel parsel dünyayı Aldı güçlü olanlar en büyük payı Ezildikçe ezildi zayıflar Gördükçe keyiflendi zenginler DÜŞMAN Değişti zaman ve mekan Dostların oldu sana düşman KÖYE İLK TELEVİZYON Dedemdi köyümüze ilk televizyonu getiren Siyah beyazdı almıştı Nizip’ten Bir gelin gibi süsledi televizyonu nenem Ancak üç gün ayarladı antenini amcam Akşam saat on dedi mi dolar millet odaya Otururdu küçükler aşağıya büyükler yukarıya Çıt çıkmazdı başladı mı haberler Seyrederdik TRT’yi her gün Başka kanal yoktu zaten Sürülürdü köze yemen kahvesi Verilirdi büyüklere ilki İçerdi büyükler Adıyaman’ın sert tütününden Sararmıştı hepsinin parmakları bıyıkları dumandan OZAN İRFAN Ölür bir gün ozan irfan İkimizde ölürüz o zaman Bu dünyada kalır ne ismin ne de cismin Ve dolacak göz çanaklarına toprak Mezar taşların sökülecek yerinden Ve kaybolacak mezar yerin Yılan çıyanlar kemirecek dişini Soğuk toprak ıslatacak narin tenini Hissedebilecek misin o zaman Söyle bana hissedebilecek misin? BAK ŞU DÜNYAYA Bak şu dünyaya Güneşe aya Evrenin kuruluşundan bu yana Allah’a karşı kalkıştılar mı isyana Pekiyi ne oluyor bu zayıf insana
ANKARA Ey hain Ankara Kalbin doğuştan kara Aldın zulmün kararını masada Önce yok etin aslını atanı Çöpe atın Osmanlının pılısını pırtısını Saf temiz Anadolu halklarına Diz çöktürdün silahınla Kıyım başlatın bütün yurtta Dersimde Diyarbakır’da Van’da Giderek ırkçı Faşistleştin Soykırımın fitilini doğuda yaktın Şeyh Sait’ti kıyama kaldırdılar Suçsuz garibanlara kıydılar Yenemedi şeyh Sait en azılı düşmanı Darağacında verdiler en ağır bedelini Zil takıp oynadı Ankara Nice mazlumları gönderdi mezara Evladım tanı atanı Kandırmasınlar dikkatli ol Ankara’nın mezhebi geniş ve bol Evladım tanı kahramanlarını zaman müsait Bak Seyit rıza Şeyh Sait Darağacında can verdiler Allah şahit Acımasız ezdiler peşinden gidenleri yılarca Gönderdiler kimini mezara kimini zindana Ankara’da ne din var ne vicdan Anadolu’da katlettiler milyonlarca insan Ve buna devrim dediler Soykırımın üstünü örtüler KÖY KAVGASI Büyük bir kavga oldu karşı köyde Gündüz saat ikide Birere kişi öldü her iki taraftan Kayırdı jandarma güçlü olanı zayıftan Tutukladılar bütün erkeklerini zayıf tarafın Ellerini kollarını sallana sallana gezdiler güçlüler Zayıfların namusuna güz diktiler Zayiflerin cenazesini samanın altına koydular Kendi cenazesini askere gösterdiler Zayiflerden bin kadın kuştu geldi askere Bir şeyler söyledi Kürtçe Baktı kadına anlamadı kadın Ne diyor neden ağlıyor bu kadın Koştu geldi Kürtçe bilen bir asker Dedi komutanım samanın altına bakın diyor Cenazeyi gördüler bakınca askerler Diğer tarafın öldürdüğünü kadından öğrendiler Özür diledi jandarma kadından Diğer tarafın erkeklerini de tutukladılar hemen İYİ DÜŞÜN EVLADIM İyi düşün evladım iyi düşün düşün ki anlayasın Bak yer gök arasında Emre hazır bulutlara Ölü toprağa can katan sulara Şöyle iyi bak çevresine Her çeşit canlı yayılmış yeryüzüne Yok mu sence? Düşünen bir toplum için Yeterli delil Bak evladım iyi düşün Olma kara cahil BEN ŞAİRİM Şairim ben Şair olmamı kimse istemedi ben Hiç kimseye oymadı fikrim Kırk gün kanattılar beni gündüz gece Ham çıktı pişmedim ruhum Her seferinde Hiçbir şey çıkmaz bundan dediler Beni ısız bir yere atılar Koptum kapacağım kadar Bütün canlılardan Ruhumla irtibata geçtim epey zaman Anlamını kaybetmiş zaman ve mekan Piştikçe ruh olgunlaşıyor insan
Ekleyen/Kaynak: sondemokrat
Bu bölüme Siir ekleyebilirsiniz. Siir eklemek için
tıklayın
Henüz yorum eklenmemiş
|