29.03.2016 21:57:29
Ozan Deniz Pasuri Kürt asıllı Filozof ve Şairdir. 05 Mart 1982 yılında Diyarbakır'ın Kulp (Pasur) ilçesinde doğdu
( ... )
Dört mevsim Ölüm haberleri savrulur radyolardan her saat başı Sokak lâmbaları amansız bir bekleyiş içinde Alacakaranlığını kesiyor şehrin Bense hayali bir tren istasyonunda Kayıp gölgesini besliyorum doğmamış güneşin Ve köprüler kuruyorum Sınırların gönül bağından kopuk Hürriyete açılan vagonlar kapısına...
Ozan Deniz Pasuri
Dedim
dedim ümidi ölüm bile öldüremez. dedim bu kavga emeğin, ekmeğin, onurun ve bilhassa dünyanın bütün kederlerinin bütün çaresizliklerinin, emperyalizme karşı karanlığın tam ortasında, ilk ışınlarını köpüren bir zafer çığlığıdır.
Ozan Deniz Pasuri
Göçebe
Eksilip zamana Bir anka kuşu sesinde ardıma düşüyorsun Ben, şiiri katledilmiş bir coğrafyayım artık Paslı sözcüklerin rivayeti dolanıyor yalnızlığımda Ölülerin ezberinde susla dokunuyorum hayata İkindilerin ALLAH'ı çağırdığı duadayım Dilim lâl...
Ozan Deniz Pasuri
İsyan Demircileri
sözcüklerimizle karanlığı ezip geçtik artık önümüz hep aydınlık. yüreğimizden dünyaya pahalı sevgiler ışıldıyor.
bir barış türküsüdür baharda açan çiçek mavilikte uçan kuş toprakta börtü böcek.
yaşamak, fırından yeni çıkmış ekmek gibi sıcak ve doyumsuz, ümitli bir şey.
yaşamak, alın akı hürriyet.
Ozan Deniz Pasuri
Güz Takvimi
Ayaklarına sürgün yol büyüten Issızlıklardan gelen bir garip adem'im ben Kendi içinde kendini arayan. Herkesin "bizden değildir" diye ufaladığı Meçhul bir adem.
Uzun uzun bir hikayedir Zulüm, kan, gözyaşı Gecenin kederinde pimi çekilmiş zifiri Bu çığırtkan sessizlik Bu yeraltı uykusu...
Uzun uzun bir hikayedir Göğsümde çiğnenen bu kalp ağrısı...
Bir yalnız bırakılmayım Aklımın sınırlara bölüşülmüş coğrafyasında. Kendime yeni bir ülke düşünüyorum Umut düşü maviliklerinde...
Ozan Deniz Pasuri
Gün Gelir
Gün gelir Umut, toprakta bir tohum gibi Filiz verir Yeşerir, büyür Kök salar dünyanın dört bir yanına Gün gelir Kalpte aşk, yürekte vicdan Buluşur insanla yeniden...
Ozan Deniz Pasuri
Babamın Ölüsü
başımız sağolsun Kani Amca ömrümüzden bir gün daha eksildi.
dün'ün yüz görümlük sevinci bügün'ün ağır aksak hüzün karası. yürüyoruz, sesimizin soluğumuzla birleştiği yerde dünyaya açan her sözcük, anlamı teğet geçiyor kızıl bir şaşkınlık mağlubiyetidir yitirdiklerimiz yürüyoruz, yitirdiklerimizin peşinden bir kez daha başımız sağolsun Kani Amca.
acının tuhaf bir serzenişi var Kani Amca acının tuhaf bir yarası var. acı çeken iki dünya arasında bir salıncakta kendi kaderiyle baş başa, sallanır durur.
acının tuhaf bir iklimi var Kani Amca.
Ozan Deniz Pasuri
Başka
kendim olamadım, yüz değiştirdim aynadaki yüzüme. ne yapsam, giydiremedim yalana beyazı, doğruya siyahı. herkes gibi olmak, ölümden beter bir şey. çürümek, herkes gibi, olmayan bir hikayede...
Ozan Deniz Pasuri
Beklenen
sevginin kalplere ekildiği gün insanlar bütün kötü alışkanlıklardan sıyrılıp düşünmeyi öğrenecekler.
sevginin kalplerde filiz verip çiçek açtığı gün insanlar yeryüzünün bütün renkleriyle kucaklaşıp sınırları ortadan kaldıracaklar.
sevginin kalplerde bir bahar mevsimine dönüştüğü gün insanlar dünyaya yeniden gelmiş gibi huzur, barış ve sağlık içinde yaşayacaklar.
sevginin kalplerde taht kurduğu gün o gün, adalet mülküdür. kral ve köleler aynı kaptan yemek yiyecekler.
Ozan Deniz Pasuri
İçimizdeki Göç
çaresizliğin su götürmez yarını iflah olmaz bir duymazlıktır gayrı. şu ölü yalnızlığın ardından dünyayı saran koca bir sessizlik sonu olmaz bir çöl yangını.
kızıl bir şaşkınlık mağlubiyetdir acının kehanetleri. kader takvimleri üzerinde bin yıllık bir gelenek "örf, adet, töre" kendi tarihine yol iz bilmez büyük bir yanılgıdır şimdi.
Ozan Deniz Pasuri
//...//
Hüzün çanağı yalnızlık Yasaklarla büyütüldü Bir gece vakti Katledildi suya inen çocuklar
II
Tellâl haber saldı dağlara Siyahlar giyildi, ağıtlar yakıldı Kızıl bir dem kaldı geriye...
Ozan Deniz Pasuri
Ki Ben
ki ben, kalbimin hüküm geçmediği bir sevginin yarasında, gül tohumlarını ektim. orada, hüzün gözyaşlarıyla yeşerttim kaderimin ilkbaharını...
Ozan Deniz Pasuri
Sıla Mektubu
Sırça Oylum dişine Mavi su Yeşil vadi Eteklerinde bereketli toprağın Yüzünde ay ışığın Kazınıp da içine diri diri konduğum Hülyasına Gamzesine Ben kurban
Sinemi daraltır Kanımı kurutur Hasrete dört mevsim Dört koca asır kararır Ele güne karşı Muradım sararır Endamına Zülfüne Ben kurban.
Ozan Deniz Pasuri
Eylül Sarısı
Firari aşklar kozasında Sus yaktım kalbime Saçlarım eylül sarısı Bir yalnızlık kokuyor şimdi Nerdesin ?
Ozan Deniz Pasuri
Cesareti Taçlandır
korkaklar, kedilerden kaçan fareler gibi bütün bir ömrü yeraltı sığınaklarında geçirdiler. aşkın ve aydınlanmanın şuuru yüz çevirdi karanlıklardan. korkaklar, ne sevdi ne sevildi. karanlığın içinde birer sığıntıydılar. "karanlığın hikayesi yoktu." gerçeğin ve aydınlanmanın şuuru yüz çevirdi karanlıklardan.
cesareti taçlandır çatırdasın mazlumun öfkesinden firavun sarayları. ulu zaferlerin baharı bir tohum gibi kök salsın toprağa.
Ozan Deniz Pasuri
Ekleyen/Kaynak: nizam
Bu bölüme Siir ekleyebilirsiniz. Siir eklemek için
tıklayın
Henüz yorum eklenmemiş
|