22.06.2017 21:11:11
1.PERDE Akşam yorgun gittiğim evimizde, eşimin hazırladığı güzel yemekleri yedik, eşim sofrayı toplamaya başladı, cocuklarımız yemeklerini cabucak bitirip odalarına gitmişlerdi, bende lavaboya gidip elimi yıkamak istedim, o an aklıma geldi, eşim bu gün çok yorgun görünüyordu ,banyoya gitmeden masadan birkaç kirli tabak alıp, mutfağa götürmek istedim, eşime yardım etmek içimden gelmişti, Daha mutfak kapısına geldiğimde eşim elimdekileri gördü, yüzü aydınlandı, mutluluk ve tatlı bakışlarla, canım kocacığım karısınada yardım edermiş diyerek beni karşıladı, ve dudaklarıma bir öpücük kondurdu, Elimdekileri allıp lavaboya koyarken mutluluktan gülümsemesi devam ediyordu, sürpriz bir öpücük ve karımın ışıldayan yüzü benide cok mutlu etmişti, Içimden dedim, ya hakkaten dedikleri kadar varmış, bu kadınlar ne kadar ufak şeylerden mutlu oluyorlarmış. Bunu aklımın bir köşesine kazıdım, ve hergün olmamakla beraber eşime mutfağa sofradan kirli tabakları taşımaya başladım, günler geçtikçe kendimce esime jest olarak gördüğüm bu sofra toplaması sıradanlaştı, artık eşimden ne bir öpücük nede güler bir yüz görebiliyordum, fakat sanki bu benim görevimmiş gibi olmaya başladı ve her sofradan kalkışta, tekrar o tatlı öpücüğü, ve eşimin o mutluluktan ışıldayan yüzünü görebilirim umuduyla kirlileri mutfağa taşıyıp eşime yardım etmeye başladım. Heyecanla beklediğim o güleryüz ve o müthiş duygusal öpücük bir daha gelmedi 2.PERDE Artık sıradanlaşan sofradaki kiriileri mutfağa taşıma işi üzerime yapışmıştı, artık mutfağa elim boş gittiğimde, eşimin ellerimin boş olduğunu gördükten sonraki yüz ifadesinin değiştiiğni,eşimin hiç bir serzenişte bulunmasada, suratının asılmasından, hızlıca salona giderek masadaki tabakları gürültülü bir şekilde toplamasından, lavaboya getirip sertçe bırakmasından ve tüm gece boyunca süren sessizliği ve soğukluğundan, benim sofra toplamamamdan rahatsızlığı iyice hissetdiliyordu. Ve bu görevim standart olarak hergün üzerime vazife olmuştu. 3.PERDE Yaklaşık bu görevim birkaç ay devam ederken, yine birgün , eşim yine o tatlı ifadesini takınarak canmı kocacığım sen bir tanesin,hem akşama kadar çalışıyorsun, hemde gelip bana evde yardım ediyorsun, sen çok tatlısın , sen bitanesin , ama bir şey diycem, canım bak tabakları getiriyorsun lavaboya koyuyorsun ama içinde yemek artıkları oluyor, bunlar sonra koku yapıyor mutfakta, içindeki artıklar çöpe atıp öyle bıraksan olmazmı ? düşündüm haktı tabiki, ne akılsızım ben ya, içinde bir sürü kemik veya yemek artıkları olan tabakları lavaboya koyuyorum öylece, hay allah diyerek, o günden sonra lavaboya taşıdığım tabakların içinde artık yemek birakmamaya özen gösteriyordum , önce bir kaşık veya çatalla tabaklardaki artıkları çöpe atıyor, ardından lavaboya bırakıyordum, amu mutluydum, karım yine benim artıklara çöpe atmamı gördükten sonra yeniden benim tatlı karım olmuştu, yine sevecen gülümsemelerle yüzü ışıldıyordu. Ben eşimin mutlu ve güleryüzlü bakışlarından dolayı mutluydum. Ama ne yazıkki bu mutluluk yine uzun sürmedi Birzaman sonra yaptiklarim gene sıradanlaştı , artık içinde artıklarla lavaboya tabak bıraktığımda, eşimin hakaret olmasada, sitemkar sözleri, yine tatsız bir akşam geçireceğimizin habercisi oluyordu. Artık dikkatimi tamamen vermeliydim, huzur ve mutluluk istiyorsam, tabaktaki artıkları çöpe dökmeden asla lavaboya tabakları bırakmamalıydım. Ve artık iyice alışmıştım öylede yapıyordum. 4.PERDE Artık işi iyice bellemiştim, yemekler yenildikten sonra otomatikman sofradaki kirlileri almakta eşime yardım ediyordum, bazen o rahatsız olduğunda veya çok yorgun olduğunda (genelde yorgun oluyordu) sadece ben masayı toplayarak mutfağa götürüyor, tabaktaki artıkları çöpe döktükten sonra lavabonun içine bırakıp salona geçiyordum, bu görevim birkaç ay devam ederken yine bir gün, tatlı tatlı gülümseyerek canım benim ben çok şanslıyım sen ne kadar iyisin,diyerek bana sarıldı. Ne kadar güzel bir şey eşimin bana böyle duygusalca sarılması çok mutlu ediyordu beni, sarıldı ktan sonra, nazlı ve bir çocuk edasıyla, ama sana bir şey diycem bana kızıcaksın, ben o sarılmasının sarhoşluğuyla,, ya saçmalama niye kizayim benim tatli karıma. söyle ne söyleyeceksen, Ya dedi . Hani mutfağa getirip artıkları cöpe atıyorsun ya... eee evet atıyorum.. Ya canım kocacağım, bazen içinde yumurta oluyor, veya bazı yemek artıkları kuruyup tabağa yapışınca makine bile çıkaramıyor o kirleri, ya diyecegim.. artıkları çöpe attıktan sonra bi su gezdirsen hiç sorun olmayacak, canım benim .. düşündüm hakkaten bazı yemek artıkları kuruyunca kazısan bile zor cıkıyordu tabaklardan, haklısın dedim, bundan sonra su gezdirir öyle koyarım lavaboya, ve öylede yaptım aylar geçti artık iyice bellemiştim neler yapıldığını, otomatik olarak mutfağa taşıyor, içindeki kaba artıkları çöpe atıyor, tabak veya yemek yapışmış her ne varsa bir sudan geçiriyor ve lavaboya bırakıyordum. Eğer kademelerden her hangi birisini es geçersem mutsuz bir akşama razı olmalıydım. 5.PERDE Yine eşimin yorgun olduğu bir gün, birlikte yemeğimizi yedik, çocuklar odalarına gitti, eşim ben bu gün çok yorgunum, canım sana yardım etmesem olurmu bugün dediğinde , tabiki canım dedim, yardım etmene gerek yok, ben hallederim sofrayı, sen geç istersen uzan biraz, istersen koltukta dinlen, Canım inan çok üzgünüm ama senden birşey rica edeceğim..nedemek tabiki şöyle.. ya lavaboya bırakmasana makineye koysan çok şey mi istemiş olurum. Cunki bazen bende unutuyorum sabaha kadar koku yapıyor.. aa sorun değil canım benim. Zaten makinde herşeyin yeri belli.. mutlu bir güler yüzle yanağına aldığım öpücük her şeye değerdi.. Artık tüm işlemler bana vazife olmuştu sadece makine dolduğunda eşime söylüyordum ve gelip deterjanını koyuyor ve benim bilmediğim çalıştırma tuşuna basarak çalıştırıyordu SON PERDE Genelde mutfağa gidip şu içmek için bardak rafina uzandığında makineden alırmısın diyordu..artik bardağı makineden alıyordum.. ama çoğunlukla makineyi açtığımda boş oluyordu..yine birgün mutfağa gidip direk raftan bir bardak aldım şu içmek için .daha suyumu koymaya fırsat bulmadan kiyamet koptu ' vay efendim onun usagimi varmış . Onu köle gibi kulaniyomusum..vesaire vesaire ağır hakaretlere maruz kaldım ve bu kızgınlık ve dargınlık bir hafta sürdü.bir hafta boyunca benimle konuşmadı..tabiki ben sadece evde huzursuzluk surmesin diye özür dileyip gönlünü alana kadar.. NOT. ESINIZE DOSTUNUZA SEVDIGINIZ HERHANGİ BIRISINE ELINIZI VERDIGINIZDE KOLUNUZU DA ISTEYEBILECEGINI AKLINIZIN BIR KÖŞESİNDE BULUNDURMAYI IHMAL ETMEYIN yasanmış bir hikayedir
Ekleyen/Kaynak: Yorgunadam
Bu bölüme Hikaye ekleyebilirsiniz. Hikaye eklemek için
tıklayın
Henüz yorum eklenmemiş
|