HİKAYELER

Evliya Çelebi'nin Kaleminden Hakkari


Hükümet benderi Hakkâri: Van’ın kıble tarafında Vestan, Şafak, eşir, Çölemerik kalelerinden ibaret bir hanlıktır. Kırkyedi bin askere sahiptir. Hepsi tıraşlı, heybetli korkunç görünüşlü yiğit kimselerdir. Sadece çenelerinde Felemenkliler gibi azıcık sakalları vardır. Brabaş, potkali, ahmalıh kazağı gibi halkalıdır. Her biri kır elli dirhem tüfek atar. O kadar atıcılar ki pireyi vururlar. Arkalarında birer kürt kalkanı, ellerinde kopal dedikleri cevganlar taşırlar. Başlarındaki alaca sarıkların üzerleri çifte teller ile süslenmiştir. Ama çoğunlukla kulaklarının yanlarını bıçak ile delip kanlarını akıtarak turna, şahin, horuz, tüyleri sokmuşlardır. Elbiseleri alaca şal ve şayaktır. Etekleri dilim dilimdir. Şalvarları yine alaca şaldandır. Ayaklarında porçunlu pansadı, hezarı sadı ve kepkepli papucları vardır ki her teki ikişer okka gelir. Hatta savaş yerinde kalkanları olmasa hemen ayaklarından papucu çıkarıp ellerine alır, bir elinde hançer veya kılıçla yumulup öyle gelirler. Herbirinin on kişiden kaçması ihtimali yoktur. Hatta Van Kulu arasında bir kimsenin hiddetlenip birine hüküm etse, “Hakkâri Kalkani gibi pabucunu eline giymiş gelir!” derler, işte Hakkâri’nin bu derece onbin tüfekli askeri vardır. Savaş sırasında kırk elli bin tüfeklisi olur. Fakat bu onbini aylıklı yiğitlerdir. Mezheplerini bilmiyorum bura halkının aklı doğruluk üzerinde, kılıç belinde, hançer elinde, ateş parçası adamlardır. Gayet dürüst olup hile ve sahtekarlıktan uzaktırlar. Süleyman Han zamanında Osmanlı Padişahı Van tarafında acem diyarım gitse, Van Beylerbeyisinin askeri öncülük yapar önü sıra Hakkâri Hanı öncü olurdu.
Bura halkı çocuklarının cesaretine hayranım. Bu diyarın ağaçlarına su yürümeye başladığı zaman bütün çocuklar bir yere toplanıp, her kavak ağacına küçük, büyük yetmiş-seksen, yüz kadar çocuk tırmaşırlar ve ta tepelerine kadar çıkarlar. Ağacın bunları taşımaya gücü kalmaz. Ağırlıktan hemen yay gibi eğilip baş aşağı olurlar. Bütün çocuklar ağacın dallarından yarasa gibi sarılıp, ağacın ucu ağırlıktan ta yere yatar. Bu kere çocuklar birer birer kendilerini yere atarlar, ağacın yükü hafifleşir; üzerinde ancak kırk elli oğlan kalır. Amma cesur olanları ta ağacın doruğunda kalır. Bu kere ağaç deprenip kalkmak ister amma, üzerinde çocuk çoktur birden on kadar çocuk kendini yere atınca, kavak gürlenip kalkarak ta öbür tarafa yere eğilir. Bu hal üzere zavallı ağaçlar hep yatar kalkarlar... gariptir, hiçbir diyarda kavak ağaçlarının böyle iki tarafa bükülme ihtimali yoktur. Her gün bütün çocuklar, ikindi vaktinden sonra hocalarından serbest kalınca, o ağaçlar üzerinde şakalar edip oynaşırlar. Acaib, seyredilecek bir şeydir.

Ekleyen/Kaynak: hakkarim.net



Bu bölüme Hikaye ekleyebilirsiniz. Hikaye eklemek için tıklayın

Yorumlar [ Yorum Yaz ]

Yazan: BILİCAN    29.01.2016 23:53:06
seyehatnamede hakkari pınyanışileri
Bu metinden bazı bölümler alınmış.Hakkari pınyanışi aşiretinin yiğitlerinden bahseden bölüm yok maalesef.Halbuki tarihin en kadim aşiretidir.


Yazan: Fatih TANSU    25.03.2011 16:19:00
Hakkari

HAKKARİ İNSANININ YİĞİTLİĞİ BİR ÇOK TARİHİ KİTAPTA ANLATILMIŞTIR. BAZI YORUMCULAR BU YAZIDA HAKKARİ NASTURİLERİ ANLATILIYOR DEMİŞLERDİR ANCAK HAKKARİ NASTURİLERİNİN HAKKARİ MÜSLÜMANLARI TARAFINDAN YÖNETİLDİĞİ KESİNDİR. EVLİYA ÇELEBİ TAMAMEN HAKKARİLİ MÜSLÜMAN KÜRTLERİ ANLATMIŞTIR...


Yazan: Assyrian    3.01.2009 19:58:43
NESTURI'LER
EVLIYA CELEBI BU SEYAHETNAMESINDE HAKKARILI NESTURI'LERI TARIF ETMEKTE.



  En Çok Yorumlananlar

  Yeni Hikaye Ekle

  Yorum Yaz

  Tümünü Listele

| 101 Okey Oyunu | Türkçe Kürtçe Sözlük | Kürtçe Dil Testi |