12.08.2004 15:49:22
KÖRLERIN HIKAYESI
ÇETIN ALTAN Büyük dostum Prof.Sadun Aren, HG. Wells"in bir hikayesini anlatti. Dere tepe, dag ova dolasmasini seven tek gözlü bir adam varmis. Yürür yürür gidermis, gider gider yürürmüs. Bir gün uzaklarda renkleri karmakarisik bir köy görmüs; alacali bulacali garip bir köy. Yaklasmis köye dogru. Yollari bir tuhaf, evleri bir tuhaf, insanlari bir tuhafmis köyün... Girince köyün içine anlamis meseleyi. Körler köyüymüs burasi. Kadinlarin, erkeklerin, çocuklarin, velhasil herkesin simsiki kapaliymis gözleri... Gezginci adam karar vermis burada yasamaya: Hiç degilse benim bir gözüm var, diyormus. Körler ülkesinde sasilar kral olur, derler. Ben de bunlarin basina geçer yasarim. ... Körlerin gözleri yokmus ama elleri, kulaklari, burunlari çok hassasmis. Kendilerine göre kurduklari bir düzen içinde yuvarlanip gidiyorlarmis. Adam saskin hallerine bakiyormus onlarin. Yürümeleri, konusmalari dogrusu baska türlüymüs. ... Bir gün körlerden biri öteki körün malini asirmis. Sadece tek gözlü adam görmüs bunu. Bagirarak ilan etmis: - Filanca malini çaldi falancanin. Körler: - Nereden biliyorsun o kadar uzaktan duyulmaz ki, demisler. - Ben duymadim, gördüm. Gözüm var benim. Görüyorum. Körler göz diye, görmek diye bir sey bilmiyorlarmis. Uzun yillar içinde çoktan unutmuslar bu hissi. - Ne demek görmek, demisler, nasil görüyorsun yani, duyulmayacak mesafeden anliyor musun ne olup bittigini? - Anliyorum tabii... - inanmayiz, imtihan edecegiz seni... ... Adami almislar, uzakça bir yere dikmisler. Tecrübeleriyle biliyorlarmis o uzakliktan hiçbir seyin isitilmeyecegini. - Anlat bakalim, simdi biz ne yapiyoruz, demisler. Adam anlatmis: - Oturuyorsunuz, konusuyorsunuz, Su ayaga kalkti, bu elini oynatti, beriki bacagini salliyor vs... Derken körler bir evin içine girmisler, bagirmislar: - Anlatsana... - Içeri girdiniz göremiyorum ki... Körler bilmedikleri için içeri girmenin ne oldugunu: - Ne olmus yani içeri girmissek. Elli santim fark etti, anlat anlat, demisler. - Arada duvar var görmüyorum. Körler : - Sen atiyorsun, demisler. Demincek tesadüf etti. Bak, simdi bilemiyorsun. - Çikin disari, söyleyeyim. - Bu kadar uzaktan duyunca ha içersi, ha disarisi, ne çikar yani... - Ben duymuyorum, ben görüyorum, diyormus adam. - Öyle sey olmaz, demiler. Sende bir bozukluk var. Saçmaliyorsun, acayip seyler söylüyorsun. Hekime muayene ettirecegiz seni... ... Adami yaka paça köyün hekimine götürmüsler. Hekim de kör tabii... Elleriyle yoklamaya baslamis adami. Yoklamis ve parmaklarini adamin yüzünde gezdirirken: - Buldum, demis. Bozukluk burada... Adamin açik olan gözünü kastediyormus hekim ve: - Saçmalamasi bundan dolayi, diyormus. Ben simdi hallederim, düzeltirim onu... Körler ülkesine kral olmaya kalkan gezginci zor bela kurtarmis kendini oradan. Körler görenleri anlayamazlar. Saçmaliyor sanirlar ve onu da düzeltip kendilerine benzetmek için gözlerini çikarmaya ugrasirlar. NOT : yirmi sekiz yil önce yazilmis bir yazi... "Geçip giderken" den... DÜSÜN ! KONUS ! DINLE !
Ekleyen/Kaynak: Mert Dinç
Bu bölüme Hikaye ekleyebilirsiniz. Hikaye eklemek için
tıklayın
Yazan: Abdurrahman SAYAR 20.05.2007 14:22:41 Ne yazayım.... İnanın ne yazayım bilemiyorum.O dünya çok farklı,inşallah biz gözü görenler,gözü az görenlere böyle muamele yapmayız...Saygılarımla..
|