HAKKARİ İZLENİMLERİ

GÜNEYDOĞU'DA Eylül 2000


Saat gecenin 23.00'ü... Hakkari'de, Güneydoğu'nun en uç noktasındaki bu kentte, bir iki yıl önce hayal bile edilemeyecek bir canlılık yaşanıyor... İstiklal Caddesi bir aşağı bir yukarı yürüyen insanlarla dolu. Küçük çocuklarının ellerinden tutmuş anne-babalar, ikili üçlü gruplar halinde delikanlılar, bir zamanlar akşam saat altıda herkesin evine kapandığı, hemen her akşam içinde çatışmalar yaşanan bu kentin ana caddesini arşınlıyorlar. ARD Türkiye temsilcisi Michael Matting caddenin manzarasını Akdeniz kentlerine, italyanların voltasına benzetiyor... Sağ kaldırım oturmuş sohbet eden erkeklerle dolu... On-on iki kişi koyu bir sohbete dalmışlar... Sohbetin ortasındaki adam Hakkari Emniyet Müdürü... Belli ki yerel halkla iyi bir diyalog içinde.
Van Gölü etrafında hızla yükselen otel inşaatları, Hakkari'de gece yarılarına kadar sokakları dolduran insanlar, "Emniyet ve Valilik'le diyaloğumuz çok iyi" diyen HADEP'li belediye başkan yardımcısı, Şırnak'ta arama sonrası "Kusura bakmayın" diye seslenen polis ve Siirt'te Otel Erdef, Güneydoğu'daki değişimin çarpıcı işaretleri... Güneydoğu uyanıyor, Güneydoğu yaşam işaretleri veriyor, biraz buruk da olsa gülümsüyor. Bir hayat öpücüğünün tam zamanı şimdi. Tamamen uyanmak, bütünüyle yaşama dönmek ve şöyle ağız dolusu gülmek... Verilecek bir hayat öpücüğünden sonra, neden olmasın?
GÜNEYDOĞU'NUN YOLLARI
Ipıssız bir coğrafyanın ortasından Hakkari'ye doğru akıp giderken yol kenarlarında aniden küçük satış noktaları, birkaç dalın gölgesine kurulmuş tezgahlar görüyorsunuz. Kola, su, bisküvi satıyorlar. Yol, Zap suyunu takip ederek, olağanüstü güzellikteki vadiler arasından geçip gidiyor. Hoşap Kalesi, kurulduğu tarihten bu yana bütün yaşananlara meydan okurcasına görkemli. Birkaç yıl öncesinin 'düşük yoğunluklu savaş' ortamında, çoğunlukla kapalı olan, konvoylar halinde ve belli saatlerde geçilebilen ve hemen her gün mayınlanan bu yollardan geçenler de Hoşap'ın ihtişamını, vadilerin ve dağların güzelliğini, Zap'ın köpürerek akan zümrüt yeşili sularında yüzenleri görebilirler miydi acaba?
Yol boyu sollayıp geçtiğimiz kamyonların çoğu inek, koyun taşıyor... Otlaklarda tek tük inekler dolaşıyor; keçiler ağaç gölgelerine sığınmış. Köylerden geçerken göze çarpan tezek yığınları da hayvancılığın bölge için önemine işaret ediyor. Hakkari girişine kadar kontrol noktalarında durdurulmuyoruz. Ancak Van yönüne giden araçlar durdurulmuş. Bir noktada 80 kamyon sayıyoruz geçiş için bekleyen.
Yola hakim noktalarda askerler konuşlanmış. Bir boğazdan geçerken, kocaman beyaz taşlarla yazılmış "Tek Vatan, Tek Devlet, Tek Dil" sloganına ilişiyor gözüm. Otobüsün teybinde Kürtçe bir kaset, yolcuların tümü Kürtçe konuşuyor. Michael'le ben ise Ingilizce konuşuyoruz. Yolculardan biriyle konuşmaya kalktığımızda ise Türkçe giriyor devreye.
Hakkari girişinde durduruluyoruz. Kayserili polis içeri girip kimlikleri kontrol ediyor. Türkçe konuşan yolcu aracılığıyla, ortalarda oturan Kürt kızına yanındaki erkeğin nesi olduğunu sordurtuyor. Biz aşağı davet ediliyoruz. iki gazeteci, üstelik de biri yabancı, bu yolların pek alıştığı yolculardan değiliz. Polisler kibar. Iki yıldır bir olay olmadığını söylüyorlar.
Hakkari-Şırnak, Şırnak-Siirt arası güvenlik kontrolleri çok daha sıkı. Hakkari'den Şırnak'a 180 kilometrelik yolu altı saatte katediyoruz. Bu yolu tamamlayabilen ilk yabancı Michael olacak. Iki hafta kadar önce bir yabancı turist Çukurca-Şırnak sapağındaki kontrol noktasından geri gönderilmiş. Bu yüzden Hakkari-Cizre minibüsü bizi alıp almamakta epey tereddüt ediyor. Her kontrol noktasında kimlikler toplanıp defterlere kayıt ediliyor. Yollardan gelip geçen askerlerin, kontrol noktasındaki nöbetçilerin yüzlerindeki rahatlamayı, davranışlarındaki yumuşamayı fark etmemek olanaksız. Ellerin sürekli tetikte, sinirlerin her an bir çatışma beklentisiyle sonuna kadar gerili olduğu günler geride kalmış.
Hakkari'yi 20 km geçince Üzümlü dinlenme tesisi görülüyor. Dinlenme tesisi derken yanıltmayalım, yemek yenilip bir şeyler içilecek tek bir bina. Ama bu yollarda gördüklerimizin en iyisi. Yer yer briket, kum, çimento yığınlarına rastlıyorsunuz. Evlerini onaranları, tek tük de olsa yeni ev yapanları görüyorsunuz.
Çukurca-Şırnak sapağındaki kontrol noktasında askerlerden biri hemşehrim çıkıyor, Dokuz aydır buradaymış. Bu sürede iki kayıpları olmuş! Besledikleri civcivlerden birini yanlışlıkla basıp öldürmüşler. Bir başka civciv de kayıpmış. "Ya kuş aldı ya da firar etti. Biz onu firarda sayıyoruz" diyor. Her kontrol noktası, buralardaki her mola, askerler ya da başlarındaki subaylarla sohbet olanağı sağlıyor. Hemen hepsi güvenlik açsından bölgenin artık batıdan bir farkının kalmadığını söylüyor.
İnsanlar artık geceleri de sokaklarda dolaşıp sohbet ediyor... Yıllardır kilitli olan sinemaların kapısı açılmış... Geçen yıl yapımına başlanan oteller bitmek üzere... Ancak boşaltılmış köyler, yollardaki saymakla bitmez kontrol noktaları, gidilen her yerde insana gölgesinden yakın duran polisler, Güneydoğu'da olduğunu hissettiriyor insana..
Irak sınırı boyunca gidiyoruz. Elinizi uzatsanız Irak. Yolcular ara sıra Kürtçe sohbetlerini kesip bize dönüyorlar. Kimi eskiden bu yola her gün mayın döşendiğini anlatıyor, kimi de otlaklardaki birkaç koyunu gösterip "Buralarda her evin 200-300 koyunu vardı" diye iç geçiriyor. Boşalmış, boşaltılmış köylerin yanından geçerken bize seslenenler oluyor: "Şu köyün insanı hep Kuzey Irak'ta."
İnşaatı süren kale gibi sınır karakolları dikkati çekiyor, bazen de namlusunu Irak tarafındaki dağlara yöneltmiş zırhlı araçların yanından geçiyorsunuz. Askerlerin davranışı değişmiş de olsa, birbiri ardına gelen kontrol noktaları, kimlik bilgilerinin defterlere kayıt edilmesi yolcuları bıktırıyor. "Halimiz budur işte" diye yakınıyor bir köylü, "Görün de yazın!"
EN ÖNEMLİ SORUN: İŞSİZLİK
Hakkari iş ve işçi Bulma Kurumu önündeki kuyruk daha kent uyanmadan oluşmaya başlıyor. Günün her anında kentin en kalabalık noktası burası. Yerel halktan kimle konuşursanız konuşun ilk talep iş oluyor. Uzun yolculuklardaki tesadüfi yol arkadaşlarımız da işsizlikten yakınıyor en çok. İki yıl önce ziraat mühendisi olan Hakkarili genç ilk kez Şırnak'a gidiyor bizimle. Bir yıl önce sınav kazanmış ve şimdi Şırnak İş ve işçi Bulma Kurumuna memur olarak atanmış. O mutlu, umutlu... Arkasında oturan lise mezunu genç ise karamsar. Nasıl olmasın? Bir türlü üniversite sınavını kazanamıyor. Hayali gazeteci olmak. Bir kitap yazmış, bastıramamış. Ah bir işi olsa!
"Güvenlik sorunu halloldu. Şimdi temel sorun işsizlik" diyor Hakkari Vali Yardımcısı Ramazan Şahin. Devlet bir miktar arı, küçük ve büyük baş hayvan, civciv dağıtmış köylülere. Ama işsizlik sorununun bunlarla çözülemeyeceğini o da kabul ediyor.
Hakkari nüfusu 30 binden 70-75 bine çıkmış köylerden gelenlerle. Aynı durum Van, Şırnak ve Siirt için de geçerli. Köylerde üretici durumda olan in-sanların yüzde 80'den fazlası kentlerde işsiz. Hakkari'de çalışabilir nüfustan 10 bin insanın işsiz olduğu tahmin ediliyor. "80-90 milyon gibi bir maaşla sırf evlerine ekmek götürebilsinler diye bu insanlarımız-dan bazılarını yol, duvar işlerinde çalıştırıyoruz. Eski yönetimlerden kalma 2 trilyon 200 milyon borcu var belediyenin. Ankara'dan yardım gelmiyor. Yetişemiyoruz" diyor Hakkari Belediye Başkan Yardımcısı Hüseyin Erip. Şırnak Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Yusuf Som, kentte işsizlik oranının yüzde 60'ı aştığını anlatıyor, "Her gün on kişiyle konuşuyorsam, bunlardan yedisi benden iş istiyor" diyerek.
KÖYE DÖNÜŞ ŞART
Devlet yetkililerinden yerel yöneticilere, sıradan insanlardan oda yetkililerine kadar hemen herkes işsizlik ve diğer pek çok sorunun çözümü için köye dönüş projesinin acilen hayata geçirilmesi gerektiğini vurguluyor. Bölge ekonomisinin temeli olan hayvancılığın canlandırılabilmesi için de köye dönüş şart. Halk da evlerine dönmeyi istiyor. Ancak köykentler konusunda önemli endişeler var. Vatandaşlar kendi köylerine, kendi topraklarına, kendi yaylalarına dönmek istiyorlar. Merkezi bir köyde toplanıldığında toprak dağılımının sorun olacağını düşünenler var.
Şırnak Belediye Başkanı Sait Namdar bütün bölgede köye dönüş için 700 trilyona gereksinim olduğu halde 2000 yılı bütçesine 7 trilyon konduğunu anlatıp, AB ülkelerinden özellikle bu proje için destek istiyor. Köyleri boşaltılıp kentlere yığılanlar, bir yandan üretici olmaktan çıkarken bir yandan da hem yerel yönetimler hem de devlet için bir kambur haline dönüşmüşler. Köye dönüş ekonomik sorunların çözümüne yönelik en önemli adım olacak.
Habur sınır kapısı bu bölge için tam anlamıyla bir ekmek Kapısı. Sınır ticaretinin durması, Habur'dan motorin girişinin sınırlanması ciddi bir sıkıntı yaratmış ticaret ve sanayi odaları, İran ve Irak'la ilişkilerde daha olumlu bir havanın hakim olmasının bu ülkelerle yapılan ticarete yansıyacağını ve bunun önemli bir ekonomik rahatlama sağlayacağını vurguluyorlar. Acil olan ise motorin girişine getirilen sınırlamanın kalkması. Ecevit'in bu doğrultudaki sözleri umut yaratmış, sonucunu bekliyorlar.
OLAĞAN YAŞAMA ÖZLEM
Kalkınmada öncelikli illerin sayısının her zaman siyasal nedenlerle şişirilmesi, Türkiye'nin Güneydoğu'daki en uç noktalarına yatırımcıların gelmesini olanaksız kılıyor. Siirt çevresinde görülen, inşaatı yarım ve içi boş bırakılmış hayvancılık tesisleri teşvik uygulamasının nasıl vurguna dönüştüğünün kanıtı.
Hakkarililerin mermer yataklarını işleme çabalan, Şırnaklıların eskiden çıkardıkları kömürü 27 ile sattıkları madenleri isinden arındırıp yeniden çalıştırma arzuları, yerel ticaret ve sanayi odalarının seracılığa öncülük etmeleri, Vanlıların turistleri yöreye davet edişi... işte 15 yıldır çatışmaların, can kaygısının yaşandığı bu yörelerden uyanış belirtileri. Yerel parti temsilcileri OHAL uygulamasının artık bütünüyle son bulması gerektiğini dillendiriyorlar. 25 yaşına gelmiş ve hiç olağan yönetim görmemiş çocuklarının artık olağan yönetimle tanışmasını, Türkiye'nin birinci sınıf vatandaşları olduklarını hissetmek istiyorlar.

Ekleyen/Kaynak: L. DOĞAN TILIÇ



Bu bölüme Izlenim ekleyebilirsiniz. Izlenim eklemek için tıklayın

Yorumlar [ Yorum Yaz ]

Henüz yorum eklenmemiş
  En Çok Yorumlananlar

  Yeni Izlenim Ekle

  Yorum Yaz

  Tümünü Listele

| 101 Okey Oyunu | Türkçe Kürtçe Sözlük | Kürtçe Dil Testi |