HAKKARİ İZLENİMLERİ

İstanbul - Hakkari Sanat Köprüsü 27/10/2000


Nejat Yavaşoğulları, 14-16 Ekim tarihleri arasında ziyaret ettiği, Hakkari izlenimlerini anlatıyor

Merhaba Sevgili Arkadaşlar,

Size bu seferki yazımda 14-16 Ekim tarihleri arasında bulunduğum Hakkari izlenimlerimden söz edeceğim!

Basında yer aldığı için biliyorsunuzdur, geçen hafta İstanbul - Hakkari Sanat Köprüsü adı altında bir etkinlik düzenlendi. Bu etkinlik içerisinde yer alan birçok müzisyen, ressam, yazar, gazetecilerden oluşan 80 kişinin arasında Bulutsuzluk Özlemi de vardı.

14 Ekim günü İstanbul'dan saat: 09.00'da havalanan uçakla önce Van'a gittik. Öğlen saatlerinde oradaydık.(Bu doğu seyahatlerinde ülkemizin oldukça büyük olduğunu bir kez daha anlamış oluyorum. Örneğin pergelin ayağını İstanbul'a diğer ucunu Van'a koyup bir daire çizildiğinde bu dairenin, Kahire, Prag, Münih,Varşova gibi şehirlerin civarına kadar ulaştığını görebilirsiniz.)

Uçaktan gözlendiğinde Bolu'ya kadar yeşil gözüken manzaranın Bolu' dan sonra kahverengi ve dağlık bir görünüm aldığını gözlemlemek ve ülkenin % 70' ini kapladığını görmek biraz üzüntü veriyor doğrusu…

Van'da bizi karşıladılar, bu arada Moğolların ve bizim aletlerimiz uçağın ambarında bizimle oralara kadar geldi. Benim Fender amfi'mim bu kimbilir kaçıncı yolculuğu idi.

Otobüslerle 5 saat sürecek olan Hakkari yoluna koyulduk. Bizim otobüsümüzde yolculuk eden Tuncel Kurtiz, Tuncer Necmioğlu, Işıl Özgentürk, Halil Ergün, NTV, Kanal 6, ATV muhabirleri renkli kişilikleri oluşturuyorlardı. Hakkari'ye 20 km kala bizi karşılamak için 3 saattir yağmur altında bekleyen Hakkari'li yurttaşlarla buluştuk. Genç, yaşlı, öğrenci, köylü, kentli büyük bir kalabalık bizi karşılamıştı. Bazı genç kızlar yerel giysilerini giymişlerdi. Biraz tereddüt edip otobüsten inince "Hakkari sizinle gurur duyuyor" sloganları arasında halay çekmeye başlandı.

Bizi buralarda tanıyan olur mu düşüncesi bir anda yok oldu. İmza vermekten kolum yoruldu.

Yağmur altında halaylar çekildi, resimler çekildi; sonuçta Hakkari'ye geldik, hava kararmıştı artık. Ve 2 saat sonra konser başladı. Spor salonu hıncahınç dolmuş ve müthiş bir coşku vardı. Çok sayıda Van 100.Yıl Üniversitesinde okuyan öğrenci bizi dinlemek için birazda macerayı da göze alarak buralara gelmişti.

Yorucu geçen gün ve gecenin ardından ertesi gün uyandığımda. Hakkari'nin nasıl bir yer olduğunu daha iyi anladım. Tüm çevresi üzerinde tek bir ağaç bile olmayan kayalık dağlarla kaplı gizli bir kentti sanki…

Halkın arasına karıştım. Hemen beni tanıyan ve önceki gece konserimizde bizi izlemiş olan Helin, Kader isimli kızlar ve diğer arkadaşlarıyla şehri dolaşmaya başladık. Kader Hakkariliydi ve bilmem ne aşiretindenmiş (aşiretin ismi aklımda kalmadı.) Bir aşirete mensup diye farklı düşünmeyin, çok modern bir kız ve bana tercümanlık yaptı. Bu arkadaşlar da Van'da üniversitede okuyorlardı.

4 gündür süren bu etkinliğin sonuncu günü bir düğüne davet edildik. Düğünün yapıldığı yere vardığımızda bu seyahatte beni en çok etkileyen manzarayla karşılaştım. Belki 500 erkek bir meydanda toplanmış anlamadığım bir dilde ve 4 saattir halay çekiyorlardı. Onlara bakan bir evin zemin katında yalnız ve heyecanlı bir adam dikkatimi çekti. Meğer damatmış. Sünnet çocuğu gibi heyecanlıydı. Onunla konuştuğumda Van'da Coğrafya Öğretmenliğinden mezun olduğunu öğrendim. Gelin ile de üniversiteden tanışıyorlarmış."Gelin nerede?" dedim."Onu göstermiyorlar kadınların arasında şimdi" dedi. Gelenekler o kadar güçlüydü ki bizim büyük kentlerde ki gibi iki şahit bulup hemen evlenmeyi başaramıyorlar ve bir sürü para harcanırken (kadar insan düğün evinde yemek yiyor). Gelin ile damat da bu arada oradan oraya sürüklenip duruyordu. Bilemiyorum. Bu geleneklerinde kaybolmamasını isterim ama geline, damada harcanan paraya üzüldüm. Hakkari'de Van'a bağlı 4 tane eğitim fakültesi var ve 1000 öğrenci mevcut, İzmir'den bile öğrenci var gayet mutlular… (Web masterden düzeltme: Fakülte demekle yüksek okuldaki bölümler kastediliyor. Yüksekokulumuzda 7'si normal, 6'sı ikili toplam 13 bölüm bulunmaktadır.)

Yazarlar çok güzel söyleşiler yaptılar. Birçok film gösterildi. Bunlardan biri yıllar önce yörenin bir köyünde çekilmiş olan "Hakkari'de bir mevsim" adlı filmdi. Resim sergisi açıldı. Türkiye'nin seçkin ressamlarının eserleri sergilendi Hakkarililer bu etkinliklere çok ilgi gösterdiler.

Öğretmenler evinde hep birlikte katıldığımız son akşam yemeğinde, aynı yerde ve sıkışıklıktan yer yataklarında yatan, yeni mezun olup da ilk görev yeri olarak, kura sonucu, Hakkari'ye düşen Gökçe, İlay ve Meltem isimli üç güzel Ege'li bayan öğretmen ile tanıştım. Onlar için öğrenciliklerinde sevinç ve tasalarına ortak olmuş bir grubun tanıdık bir simasıyla karşılaşmak moral düzelticiymiş, öyle dediler. Benim de onlara orada rastlamış olmam ve sanki çoktandır tanışıyormuşuz duygusunu yaşamam kendi açımdan da moral vericiydi. Öğrencilik sonrası hayata Hakkari'den başlama hiç de fena değildi bence, onlara başarılar…

Çoğumuz varmasa da, gitmese de orada bir Hakkari var ve oranın insanları çok sıcak ve eğitimli insanlar. Sanat Köprüsü nedeniyle orada bulunmuş olmaktan çok mutluyum. Bana yeni bakış açıları kazandırdı. Fırsat çıktığında bu büyük ülkenin ilginç yerlerine gitmeyi kaçırmamanızı dilerim.

Hepinize sevgiler, kendinize iyi bakın, bir daha ki yazıda buluşmak üzere…

Ekleyen/Kaynak: Nejat Yavaşoğulları



Bu bölüme Izlenim ekleyebilirsiniz. Izlenim eklemek için tıklayın

Yorumlar [ Yorum Yaz ]

Yazan: brontokill    13.05.2007 02:29:57
dağcı
74/4 60 havancıym hakkari bölgesinde bir çok operasyona katıldım hakuk orsynu dahil 90 gün kaldık bu görevi yaşadığım için allahıma şükrler olsun vatan sağolsun herzaman vatan için çarpışmaya hazırm sygılarımla.



  En Çok Yorumlananlar

  Yeni Izlenim Ekle

  Yorum Yaz

  Tümünü Listele

| 101 Okey Oyunu | Türkçe Kürtçe Sözlük | Kürtçe Dil Testi |