22.06.2005 02:43:17
Ben Bir Pepuk Kuşuyum
Ben bir pepuk kuşuyum dalında yaralı duran dağların yamaçlarında kenger nazlı bir kızın gözlerinde iki yetimlik ah! içinin kızıllığınca gül ve yangın her bahar lavlara korlara ateşlere düşer yüreğim
bir söğüt dalının efil efil titreşen yaprağıdır yüreğimdeki açarım yarasını bakarım canyerimin ağlayamam acının ve sevginin kesiştiği yerde iki çığlık arasında kaldım ah acılı rüzgarlara bıraktım kanatlarımı
istedimki kuş olayım kanatlarımın altında saklayayım alıp gideyim başımı dağ dağ göklere yazayım hasretimi
istedimki ağaç olayım üzerinde yeşereyim gölge edeyim her yaz her güz dökülsün yapraklarım serileyim üzerine ah! edeyim
istedimki yağmur olayım yüreklere yağayım her bahar sel olayım dere tepe katayım önüme tüm acıları denizlere, okyanuslara götüreyim
istedimki ıstırabın sunaklarında karalanmış rengi olayım yaşamın sonsuzluğun kurgusunda cezalanmış acı binlerce yıllık geçmişimle her bahar beni anlatsın analar çocuklarına, babalar beni anlatsın
istedimki yürekteki her çiçeği gözyaşlarıyla besleyeyim kuruyup gitmesin diye istedimki dağlara sesleneyim yazgımı özlemlere söylenen türkülere sesleneyim gelip geçenler okusun diye gözlerimdeki şiiri
istedimki dağlara yazayım hasretimi ovalara, denizlere, gökteki yıldızlara yağmur olayım gökkuşağını hediye edeyim parça parça olayım her fırtınada mutluluk ağacında hüzün çiçeği olayım her yıl çoğaltayım acılarımı
Pepuk Kuşu Efsanesi
Munzur dağı eteklerinde kış mevsiminin, etkisini yavaş yavaş kaybetmeye başladığı günlerde. Baharın geleceğini muştulayan cemreler beklenir. Sonunda cemre, hava ve topraktan sonra suya da düşer. Hem de ateş topu bir sıcaklıkla.... Su da hava gibi, toprak gibi ısınmaya, yaşam daha kolay, daha güzel yaşanılır olmaya başlar. Cemre havanın güzelleşmesini, suyun ısınmasını ve toprakta gizlenen tohumların, bitkilerin, kuru ağaç dallarının, canlıların uyanmasına sebep olur. Bir umut olur canlı cansız tüm varlıklara.
Cemre toprağa düştükten sonra bahar geliveriri dağlara, ovalara, kırlara. Ve ardından yüreklere. Önce kardelenler, nergisler, süsenler (sosın) kaldırır bükülmüş boyunlarını gökyüzüne, ardından laleler, frezyalar, kır karanfilleri, kırkkanatlılar, yabangülleri. İç gıdıklayan kokularını etrafa yayarlar, renk renk ışıklarını sulara aksettirdiler. Baharın gelmesiyle birlikte kuşlar daha bir neşeli öter, daha bir neşeli uçar gökyüzünde. Dereler daha bir sevinçle akar, daha bir çoşkuyla eser rüzgar. Her bahar nasırlı ellerin toprağa attığı tohumlar, yeniden yeşerme sürecine dönüşünce, doğa yeniden dirilir. Bir serin şebnem, güneşin de etkisiyle kendini yeniden doğurur. Derin uykusundan uyanır doğa. Umutsuzluğu ortadan kaldırarak aydınlığını, güneşe yönelen gülüşlerini saçar evrene. Kenger, karların erimesiyle yetişen en önemli bitkilerden biridir çocuklar için. Bir taraftan soyulup yenilir, yemeği yapılır diğer yandan sakızı toplanır. Kenger sakızıyla da meşhur bir bitkidir, üzerine türküler bile yakılmıştır. Kengeri, önemli yapan bence tüm bunlardan da öte acıklı efsanesidir. Farklı biçimde de olsa kengerin bittiği her yerde pepuk kuşu efsanesi bilinir ve çocuklara anlatılır... Efsane, kimi yerlerde farklılık da gösterse, konu benzerdir. Kimi yerde erkek kardeşin acısı anlatılır kimi yerde kız kardeşin acısı... Nuri CAN
Pepuk Kuşu Efsanesi
Bir varmış bir yokmuş... Vakti - zamanda Anadolu’nun küçük bir dağ köyünde anne baba ile iki çoçuğu yaşarmış. Çocuklarının biri erkek diğeri de kız imiş. Bu ailenin herkesi imrendirecek derecede neşe, mutluluk ve sevinç içerisinde dilekleri gerçekleşir her şey gönüllerince olurmuş. Oturdukları köyde gayet sevilen bu iki güzel çocuk da gün gelmiş cıvıl cıvıl kuş sesleri, kuzu meleyişleri, dere çağlayışları arasında mavi ve yeşilin alabildiğine uzandığı yaylaların güzelliği içinde, boylu boyunca dağların eteklerinde bulunan ağaçların gölgeleri ve serinliği içinde güle, oynaya, büyümüşler.
Taa ki günün birinde anneleri aniden rahatsızlaşıp ölünceye dek. Bu durum,ailenin tüm neşesini, huzurunu, mutluluğunu üzüntüye çevirip yok etmiş. İki kardeş de artık eskisi gibi ne gülmüş ne de sevinip oynamışlar. Her tarafa ağır bir yas ve sis bulutu çökmüş...
Bir müddet sonra evde aş pişirecek kimsesi olmadığı için babaları yeniden evlenmek zorunda kalmış. Evlenmişte üvey anneleri kısır olduğu ve de çocuğu olmadığı için çocukları hiç sevmez, düşmanca davranırmış. Fırsat buldukça kötülük eder, elinden gelen her zulmü yapmaktan geri durmazmış. Hele babaları evden çıkınca vay haline çocukların, onlara türlü türlü eziyetler eder rahat yüzü göstermezmiş. Çocukları gece gündüz çalıştırp, döver ve kimseye anlatmamaları için de korkuturmuş. Zavallı çocuklar bütün bu kötülüklere rağmen yine de babaları üvey annelerinin yaptıklarına inanmaz diye çaresiz her eziyete katlanarak yaşamlarını sürdürme çabası gösterirmişler...
Babalarının yine evde olmadığı bir bahar günü, üvey anneleri iki kardeşe torba, bıçak ve kazma vererek,dağa kenger toplamaya gönderir . İki kardeş sabah erkenden evden ayrılarak kenger toplamak için dağın yolunu tutmuşlar. Abla bir bir topladığı kengerleri kardeşinin sırtında taşıdığı torbaya koyarmış ve böylece de hava kararmaya başlayıncaya kadar kenger toplamışlar. Artık köye dönmek üzereyken Abla, kardeşinin sırtında taşıdığı torbanın dolup dolmadığını anlamak için torbayı yere indirip bakmışki ne görsün, torbada bir tek kenger yok. Bu duruma şaşıran iki kardeş, ’Sabahtan beri topladığımız kengerleri gizli gizli yedin değil mi?” Biz şimdi eve nasıl döneriz? üvey annemiz bizi öldürür!.. ’ deyip çıkışmış kardeşine.
Kardeşi ise ’Hayır abla, bana yemem için verdiğin bir tek kengerin dışında yemin olsun ki yemedim!’ demiş. Ancak ablasını bir türlü inandıramamış. ’Abla eğer hala bana inanmıyorsan istersen karnımı aç da bak!’ demiş. Ablası almış bıçağı karnını yarmış bakmış ki kendisinin verdiği bir kengerin dışında midesi bomboş kardeşinin, meğerse kengerleri o yememiş!... Kardeşi doğru söylemiş. Kardeşinin karnını dikmeye çalışmışsa da kardeşi oracıkta ölmüş.
Gidip torbaya tekrar bakmışki torbanın dibi delik ve sabahtan bu yana topladıkları kengerlerin döküldüğünü anlamış. Meğer üvey anneleri onlara (akşam kötülük etsin diye) dibi delik torbayı vermiş.
Kardeşine inanmamakla hata yapıp onun ölümüne sebep olan abla, bu acı ve vicdan azabıyla neye uğradığını şaşırmış ve orada bulunan pınarın suyuyla kardeşini yıkayıp ağlaya ağlaya gömüvemiş. Gömütün yeri belli olsun diye de başucuna bir fidan dikmiş.
Eve döndüğünde kardeşini soran babasına. ’O biraz yoruldu oduncularla gelecek’ demiş. Oduncular gelmiş, çocuk gelmemiş. - Nahırla gelecek demiş. Nahır da gelmiş, ama çocuk yine yok. - Davarla gelecek. Davar da gelmiş çocuk hala ortalada yok. Genç kız bir yandan baba korkusu, diğer yandan vicdan azabıyla kıvrılmış,yanmış, tutuşmuş parça parça olmuş yüreği.
Kardeşine inanmamakla hata yapıp onun ölümüne sebep olan abla, bu acı ve vicdan azabıyla Allah’a yalvarmaya, dua etmeye başlamış. ’Allah’ım beni pepuk kuşu yap bu dağlara sal ki dünya döndükçe dağlardan dağlara kardeşim diye seslenip durayım!...“
Efsane bu ya o gece kızın dileği kabul olur, genç kız o gece Allahtan, pepuk kuşu olmuş ve gidip kardeşinin başucundaki ağaca konup hep kardeşi için seslenip durmuş. Ve işte o gün bu gündür bu kız, pepuk kuşu olarak dağlarda oradan oraya dolaşarak, kardeşini öldürdüğü için herkese kendini ihbar eder durur: Her bahar mevsimi kengerin yerden bitmesi ile beraber pepuk kuşunun acıklı ötüşü de başlar.
(Zazaca)
“Phepu” “Kheku” “Kam kerd” “Mı kerd” “Kam kişt” (çişt) “Mı kişt” (çişt) “Kam şüt” “Mı şüt” “Ax! Ax! Ax!”
(Kürtçe)
’Pepuu’ “Kekuu” “Ke qir?” “Mın qir” ’Ke kuşt?’ ’Mın kuşt’ ’Ke şuşt?’ ’Mın şuşt’ “Ah! ah! Ah!”
(Türkçe)
’Pepuu’ “Kekuu” (baba) “Kim yaptı?“ “Ben yaptım” ’Kim öldürdü?’ ’Ben öldürdüm’ ’Kim yıkadı?’ ’Ben yıkadım’ “Vah! Vah! Vah!”
Dağlarda öten bu kuşun bu gün hala, kardeşini öldüren o genç kız olduğu söylencesi, Erzincan’ın Caferli köyü ve diğer çevre köylerde yaygın bir biçimde bu şekilde anlatılır... Onun çıkardığı seslere bile acıklı bir ifade ve anlam yüklenmiş. Çocukluğumda bunun bir efsane değil de gerçekten yaşanmış bir öykü olduğuna inanır ve o kuşa çok acırdım!... Bu efsane hala doğunun bir çok yöresinde anlatılmaktadır. Komşu illerde de aynı efsanenin değişik şekillerde anlatıldığı bilinmektedir. Doğu illerinde yaşayan yaşlı genç hemen hemen herkes “pepuk kuşu” efsanesini farklı bir şekilde de olsa bilir.
Yazı ve resim Nuri CAN www.nuricann.com
Ekleyen/Kaynak: Nuri CAN
Bu bölüme Hikaye ekleyebilirsiniz. Hikaye eklemek için
tıklayın
Yazan: Tüya 8.03.2022 13:07:54 Pepuk kuşu Evet, değerli şair çok sevindim bu eşsiz destanı ve pepuk kuşunu yalın bir dille anlattığınız için. Bilinmeli elbette. Bu bir kültürel dokudur çünkü. Ben de bu efsaneyi duyarak büyüdüm Dersim'de. O kuşu duyunca ne çok ağladığımı, dehşete kapıldığımı şu an gibi anımsarım. Ve kerelerce nenelerimize, dedelerimize anlattırır ve adeta hüzünlenmekten zevk alarak oturur dinlerdik... Siz de kıymetli kaleminizle kültür tarininde eşsiz bir yere oturttunuz bu efsaneyi. Çok da yetkindi... Çok teşekkür ederim müstesna emeğinize ve duruşunuza. Saygı ve selamlarımla. Tüya.
Yazan: Sln 18.03.2015 08:57:42
Arkadaslar aslinda bu biraz daha degisigi bende kitap var orda tam anlatiyo
Yazan: emel 14.01.2015 16:10:36 ke kir ? _min kir ! bende ilk bu efsaneyi netten tesadufen okumustum inanirmisin tam bi hafta etkiinde kaldim :( "ke kir min kir , ke kust min kust , ke sust min sust ahh ahhh ... yok boyle bisey !!
Yazan: çiçek 27.12.2014 13:11:09 pepuk kuşu anneannem anlattığındanda başka güzel bir efsane bende pepuk kuşu olmak isterdim
Yazan: AKÇADAĞLI 19.09.2012 15:45:21 PEPUK Gerçekten çok güzel bir anlatım. Çok sağolun.Ben Malatya Akçadağ levetliyim bu hikayeyi bizim ordada çok anlatılır. İlkbaharın ortalarında kenger zamanı bu kuşu çok sık görülür. Dikkatli dinleyince insanın içine birşeyler olur.
Yazan: Ecrin 20.07.2011 11:44:53
Gitme pepuk kuşu gitme. Hırçının cana has değildir bizi terketme. Ben köylüyüm köy yangınında tutuşmuşum. Senin figanınla düzlükte durmuş, yokuşta coşmuşum... -erzurum-
Yazan: murat 28.06.2011 18:54:44
ben bunu çocukken çok duydum d.bakır lı yım adana da yım şimdi severdim bu hikaye yi sürekli nenem den anlatmasını isterdim hele kış gecelerin de sobanın kenarında otururken dinlerken uyurdum ve inanırdım şimdi bu konuyu görünce çocukluğum aklıma geldi meğerse sadece hayal hikayeymiş şimdiye kadar gercek sanıyodum :))
Yazan: APRICOT 26.06.2011 02:27:24 Pepuk Kuşu Efsanesi Ben doğma büyüme İstanbulluyum. Anam babam Malatya Pütürge doğumlu olup kürdüz. Annem bu hikayeyi kardeşlerim ve ben Kürtçe bilmediğimizde (maalesef) Türkçe anlatırdı. Ama önce Kürtçesini söylerdi. Eşim Tokatlı ve Türk ondan bu hikayenin bir benzerini (Yusuf Kuşu) duydum. Çok şaşırdım. Ancak düşününce şaşırılacak bir şey yok. Çünkü İran'da hatta Çin'de anlatılan bir masal Türkiye'de hatta İtalya'da da benzer bir şekilde anlatılabiliyor.
Yazan: murat 10.05.2011 17:29:07 pepuk kuşu bu kahramanmaraşın kaşanlı köyünde olan bir olaydır seside kengerlerin kurumaya başladığı zamanlar duyulabilir gerçekten duyuluyor ve sesi heryerde yankılanıyor
’Pepuu’ “Kekuu” “Ke qir?” “Mın qir” ’Ke kuşt?’ ’Mın kuşt’ ’Ke şuşt?’ ’Mın şuşt’ der durur
Yazan: zeki tunc 7.12.2010 15:03:40 DUYGU DOLU MASAL Degerli hocam bu kadarmi güzel anlatilir bu efsane ,cok duygulandim..Yüksek ve derin saygilarimla
Yazan: zaza1206 3.12.2010 21:59:34 keko annemin küçükken anlattığı hiç bir zaman aklımdan çıkmyan hikaye bu hikayeyle büyüdüm tabi benim dinlediğim burda yazalanın zazacasıydı
Yazan: eng.hamza 22.10.2010 20:18:16 gercekten super gerçekten harika bu bir hikaye bunu ingilzcede yazmak lazım
Yazan: dersimera 29.07.2010 20:33:11 pepuk kuşu pepuk kuşunun gerçek hikayesi ve ana kaynağı dersim yöresidir...pepuk kuşunun sesini duymak isteyenler yazın başladığı zamanlarda dersimde bu sesi sürekli duyabilirler...
Yazan: engin demirhan 25.07.2010 16:11:35 mukemmel efsane pepuk kusunu bızım malatya ili akcadag ilçesi kurecık yoresınde de anlatırlar ve hatta bı kaç kerede seslerının duyuldugunu soylerler gerçekten çok anlamlı ve huzunlu bır hıkaye hıkayeyı okuyan ınsan ıster ıstemez duygulanıyor ve o zaman bır ders çıkarmaya çalısıyor yanı ne olursan ol aılenle mutlu ol yoksa kötulugun baslangıcı doguyor
Yazan: = ÇEÇEN MEHMET = 4.07.2010 12:26:57 MALATYADA BİZİM KÖYDEDE ANLATIRLARDI EVET BENDE MALATYA - AKÇADAĞ İLÇESİNDENİM BİZİM KÖYDEDE AYNI BU HİKAYEYİ ANLATIRLARDI BÜYÜKLER BİZE AYNEN BENDE GERÇEK ZANNEDİP ÇOK ÜZÜLÜRDÜM BEE :)))
Yazan: diyar 31.01.2010 03:18:42 Harika bir anlatım Tebrik ve teşekkürler Yazarına. Gerçekten çok etkilendim. Yazarın dili ve anlatımı harika , ne yazıkki böylesi yazarlar adını duyuramıyor, kıyıda köşede kalıyor. Ortalıkta dansöz yazarlar dolaşıyor. Mutlaka diğer yazılarını da okumaya çalışacam.
Yazan: LİCELİ Tahsin CANTÜRK 28.07.2009 22:49:27 gerçekten etkileyici bir hikaye gözyaşlarını tutmak elde deyilmiş BU PEPUK KUŞU EFSANESİ UZUUUN ZAMANDARDIR AZ ÇOK BİLİYORDUM AMA ŞİMDİ TAM OLARAK ANLADIM VE GERÇEK OLDUĞUNA İNANDIM BİZZAT KENDİM BU SESE ŞAHİT OLDUM VEDE ÜRKMEMEK ELDE DEYİL SAYGILARIMLA ELLERİNİZE SAĞLIK ARKADAŞLAR T. CANTÜRK
Yazan: Mevhan 25.01.2009 23:18:34 Ninemin masali gibi. il duydugum kadar etkilendim okurken, Ninem anlatirdi soba basinda ilk bahar vaktinde defalarca ve ben bikmadan hep dinlerdim hep anlatmasini isterdim aynisini yazmisiniz yureyinize saglik. pepuk pepuk ke kir? min kir. ke kust? min kust ke sust ? min sist :((
Yazan: newrozo 11.01.2009 20:10:20 pepuk arkadaslar gercekten kürt tarihini degistiren bir olaydir bu, yani kürtlügün tekrar ayaklanmasina azda sebeb olan bir olaydir, gercek olmus bir hikayedir, o kuslar heryerde, cogalmislardir, ama hepsi aynidir, kürtlerin yoldasidir! selamlar saygilar!
Yazan: dersim-munzur 13.07.2008 21:47:32 pepuk kuşu pepuk kuşu doğrudur.dersimin munzur dağlarında yaz boyunca öter.kışında pek ortalığa çıkmaz.bunu gerçek değilde hikaye zannedenler yanılıyo bunu kendim bizzat gördüm ve sesini duydum.
Yazan: cem 16.01.2008 16:33:12 pepuk kuşu efsanesi Hocam gerçekten çok duygu yüklü bir hikaye.İnsanı derinden etkileyen bir gerçek kesit.İnanın bana okurken gözlerim yaşardı.O kuşu gidip görmek isterim.Teşekkür ederim
Yazan: elnino 26.10.2007 20:28:53 adı konmamış sesler yazın geceleri damda yattığımız zamanlarda geceleri seslerini duyduğumuz fakat hiç bir zaman adını koyamadığımız bir kuştur pepuk kuşu evet gerçekten war fakat gerçektende hikayesi bilinmemektedir kimin için doğru kimin için yalnış bilinmez ama yanımda oturan şahsiyet bunlara inanmıyor şu anda pc dersindeyiz:)isim yok!!
Yazan: eşref 18.07.2007 00:26:35
bu hikaye dersim bölgesindede çok anlatılır. pepuk kuşu gerçekten o bölgede çok kutsal bir türdür.hiç bir şekilde dokunulmaz. mayıs ayında hertarafta pepuğun sesidir .gerçektende ötüşü bir yakarış gibidir. görünüm olarakta bence bir şahaserdir. görmenizi öneririm.
Yazan: Abdurrahman SAYAR 4.06.2007 23:12:13 Kuş kuştur..... Yürekten dilersen azda olsa bazı dilekler kabül olur.Asıl olan gerçekten inanarak bir işin başına gidersek bence dilemekten daha kolay olanı o işi biz yaparız.Yeterki inanalım....Saygılarımla.....
Yazan: rabia bakırelli 28.05.2007 18:28:20 erzincan efsanesi çok teşekkür ederim bu siteyi yapana heryerde arayıpta bulamadığım ödevimi burda buldum
Yazan: Uğur 13.12.2006 15:43:26 Gerçekten Çok Şaşirdim ya gercekten bu hikaye beni cok etkiledi.ama benim anlamadigim bu hikaye gercekten yasanmismi. Ferhat tunc bu hikaye hakkinda bi sarki söylüyor .ben o sarkiyla bu hikayeyi pekibenzeştemedim neyse ama cok güzel bi hikaye tebrik ederim sizi
Yazan: berfin 10.09.2006 11:38:49 Mitolojik Arkadaşlar bu hikayenin kaynağı eski Kürt mitolojilerinden gelme. Yazarında belirttiği gibi Doğuanadoluda hemen hemen her yörede bilinmektedir. Şunuda belirteyim, Nuri Can hocanın dili ve anlatımı oldukça başarılı. Sağolsun yüreği.
Yazan: serdar 29.07.2006 00:01:18
ya ben bu pepuk kusu nun cok hikayesini duydum malatya da kac sefer sesini duydum ben bunu cok merak ediyorum nerde olmuz bu olay hangi köyde onu biliyormusunuz eger onu biliyorsaniz ve söylerseniz cok sevinicem
Yazan: keje 24.06.2005 23:21:00 Pepuk Kuşu Efsanesi Harika bir anlatım çok etkilendim, gözyaşlarımla okudum. Şiirde çok güzel... Tebrik ve teşekkürler...
|