28.07.2005 18:58:17
ZAMANSIZ YİTENLERİN ARDINDAN*
“Eksikliğinizin azaldığı yerde büyüyor ümitsizliklerimiz.”
Unuttuk mu nedir, artık düşmüyorsunuz yüreklerimize. Oysa ne de güzeldi sizlerle bu dört dağ arasındaki küçücük şehirde yaşam. Heya şehir küçük ama küçücüktü ama hırçınlıklarla dolu o yürekleriniz büyüktü ve de asaletvari. Yaşama inatla beslenen yüreklerinize düşüverdi ölüm. Küçük bir kâbustu benimkisi, hatırlıyorum. Kâbusum küçüktü ama gözlerinize düşen ölüm büyüktü ve de gerçek.
Ve tanrı değildi ki yüreğim Azrail’e görünsün Görünsün de O Rengarenk Gözleri Karaya çalmasın
Ebediyete yelken açan bedenlerinizden ayrı düşen, benim, sizlere bu satırları yazabilme korkusu her zaman vardı içimde. Bu ayrılışı kötü bir şaka belledi şu uçuk yüreğim. Bir gün bir yerlerden çıkıp gelişinizi düşünedurdum.
Oyun bitti dostlar Bu kötü şakaya Bir son verin Mey sarhoşluğu tadında Halit’in Yeri’nde bekliyoruz.
Evet dostlar bizler hep bekledik sarhoş zamanlar dolusu. Ama gelmediniz bir türlü. Ve galiba unuttuk gibi sizleri. Yüreğimize vurmanız ayları alıyor artık. Bekliyoruz ki birileri andırsın sizleri bize. Yaşam hain ve yaşam pusatsız. Gidenlerin ardından dökülen birkaç dizelik gözyaşından ibarettir tüm üzüntüler. Ateş düştüğü yeri yakar siz koca şehri yaktınız. Ama Neron misali değil, bir tadımlık kıvılcım saldınız köyden misal şehre. Tadımlık duygular silindi. Ve unutuverdik sizleri
Martılar da yok ki Bu Dalgasız şehirde Dalalım Yerli yersiz Geçmişin takvimsizliğine.
Tanrının krallığını mekân tutmanızdan sonra, ardınızdan söylenenleri duysanız- ki duymaktasınız- gücünüze gidecek biliyorum. Sizin büyüklüğünüzü / güzelliğinizi dağlardan inen kar suları misali gözyaşlarına, Zap delisinin ve gecenin yüzünüze vurduğu bir nurla ölçüp durdular. Ama ölümünüzden büyük kelimelerin imkânsızlığını kavrayamadılar bir türlü. Ben gibi… Bu şehirde nice efsunlu gerçekler yitip gitti zamansız. Sizin efsununuz yüreğinizdeki yalanların bile doğru olmasından geliyordu. Bedeninizi hiç aramıyorum artık inanın. Asıl aradığım artık hiçbir yerde rastlayamadığım o engin inadınız. En çok, yaşama savurduğunuz inadınızın havada asılı kalması koydu külfetsiz yüreğime. Nice düşlerinizin kompozisyonu asılı kaldı boş sayfalarda. Ne silmek ne de yırtıp atmak gelir elsizliğimden. Sizler, çocukluğumuzu gençliğimize yüklediğimiz anların birer karesi olarak yerleştiniz yüreğimizin dosthane albümüne. Ve gidenlerin ardından yazılacak şu dizlerdir umutsuzluklarımız.
Ve Yine devirdik Yaşlanmışlığın Bir çam İhtiyarlığını Bekleyin bizi Ey meçhule Yolladığımız sevgililer Size kavuşmaya Bir yılı daha eskittik Yakındır muhabbetimiz.
2001 / VAN TARHAN ŞİMŞEK
* Vahim bir trafik kazası sonucu Zap Vadisi’ne uçup hayata veda eden beş güzel dost adına ithaf edilmiştir.
Ekleyen/Kaynak: TARHAN ŞİMŞEK
Bu bölüme Siir ekleyebilirsiniz. Siir eklemek için
tıklayın
Yazan: tuba 24.05.2007 21:00:45 muhteşem doğruyu sölemek gerekirse kelimeler kifayetsiz kaldı bu parçayı okurken ben henüz 17 yaşındayım ama ben hayatımıma anlam katan benden yıllarca büyük bi yazı adı gibi çekici hatırası kadar büyük ve anlamlı gözlerimi dolduran yaşlarımın akmamak için kendini zor tuttuğu bi an oldu bu yazıyı bizimle paylaştığınız için binlerce kere teşekkürler...
|