3.03.2006 13:41:32
Efsaneye göre, İstanbul’un altı birbirine bağlı tünellerle kaplıymış. Hatta bu dehlizlere Yerebatan Sarayı’nın gizli bi yerinden de giriliyomuş ve tünel denizin dibinden devam edip taaa Kınalıada’ya kadar gidiyomuş. Tüneller Kapalıçarşının altından da geçiyomuş taabi. Hatta şu an, Çarşı’nın gizli tutulan bi yerinden girilebiliyomuş bu tünellere. Buralarda yemek takımı üzerine çalışan gümüş kaplama atölyeleri varmış. Yerin dibindeki yere ruhsat verir mi belediye? Heepsi kaçakmış bunların. Çalışanlara da işe başladıkları gün, dehlizlerden kimseye bahsetmeyeceğine dair Kur’an’a el bastırılıyomuş.
Tüneller çarşının altından başka yerlere doğru da gidiyomuş ama buraları kullanmak kesinkes yasakmış. Bi keresinde biraz Kolomb ruhlarından, çokça da hazine meraklarından, (çünkü hep, “ilerler hazinelerle dolu o’lum” geyiği yapılırmış bu atölyelerde) üç-dört işçi çocuk denemiş ilerilere gitmeyi.
Dehlizler labirent gibiymiş. Çocuklardan sadece biri geri dönmeyi başarmış, diğerleri yollarını bulamayıp tünellerde kaybolmuş. Dönen çocuk da (Allah muhafaza) aklını oynatmış. Çünkü ileriki kısımlar, iskeletlerle, insan boyunda böceklerle, farelerle filan doluymuş. Bu çocuk bi daha hiç “yeryüzüne” çıkmamış. Büttün gün dehlizlerdeki atölyelerde filan dolaşıyomuş, kim ne verirse onu yiyip, gece de artık ner’de sızarsa or’da uyuyomuş. Arada da yine tünellerin ilerilerine gidip bi’kaç gün kayboluyomuş ortalıktan. Döndükten sonra hiç bi’şey yiyip içmeden ööyle bi noktaya bakıp duruyomuş günlerce. Güzel efsane hakikaten. Özellikle sondaki, “tünellerin iler’lerine giden çocuklar” kısmı tam filmlik. Aktüel’de muhabirken bu “Kapalıçarşı tünelleri” geyiğine ben de takılmıştım bi süre. Zamanında turist rehberliği yapan, o dönemde de Kapalıçarşı’ya sık sık gelip gitmiş bi arkadaşım anlatmıştı. Yemin billah, “Beni de götürdüler, gerçekten var öyle yerler” filan demişti. Ben de dergiye haber olarak önerip bi kaç gün dolaşmıştım oralarda. Tahmin edeceğiniz gibi bi’şey çıkmadı. Kimse haberdar değildi. Ya da hak’katen çarşının tamamı (en azından sorduklarım) Kur’an’a el basmıştı, ser verip sır vermemek için! Yerebatan’dan Kınalıada’ya uzanan tünel efsanesi Giovanni Scognamilla’nın yazdığı, “İstanbul Gizemleri” adındaki kitapta da geçiyor. 80 yıl önce yazılan “İstanbul’un Yedi Harikası” adındaki bir kitapta, Yerebatan Sarayı’nın gizli bir girişinden başlayan tünelin kuzeydoğu yönünde ilerleyerek Marmara’nın altına girdiği, Üsküdar’dan güneydoğu istikametinde bir açı yaparak düz bir hat halinde Kınalıada’ya ulaştığından bahsediliyormuş.
Ekleyen/Kaynak: asiyar_22
Bu bölüme Efsaneler ekleyebilirsiniz. Efsaneler eklemek için
tıklayın
Yazan: isimsiz 20.05.2010 18:12:53
ya neden olmasın ki çok eski zamalar çin seddide yapılmış o zaman o da yalan ... hem kimse bişey söylemiyosa demekki gizli kalması gerken bişeyler var .
Yazan: İron 31.03.2010 01:06:01 tüneller Merhabalar Karadan yağlı kütüklerin üzerinde tonlarca ağır gemi yürütmüştür Fatih Sultan ama bu demektir değildir ki Güney Doğuya kadar tüneller yapmış.Yere batan sarnıç'ı Osmanlının değil Bizans'a aittir doğal olarak öyle bir kaçış mağraları var ise Osmanlı üzerine yerleşmiştir ki sizde iyi bilirsiniz İstanbul önceden Constantine Polis 'dir .Mağara olayı bende gerçekten ''MİD''tir yani Şehir efsahanesidir Hiç bir güç yetmez 1000 km yi aşan tünel yapmaya!!!
Yazan: sidar 10.09.2009 14:12:04
neden olmasın raylarda gemi yürüten fatih sultan mehmet degilmiydi bu kadar harika yapıtları yapan osmanlı tüneli de düşünmüş olmalı yoksa neeye sıgınacaklardı
Yazan: bilmiyorum 12.07.2008 23:40:39
ben hiç inanmadım böle bişey olsa adamlar arkasını bırakırmı bütün haberciler gazeteciler girmek için uğraşırlar.yalannnnnnnnnn.........haberlere konu olur böle bişey
Yazan: faruk 27.09.2006 10:57:29 guzel ama... yaw abi bu yalan bişey benziyor marmaradan guneydoğuya geçit nasıl olsun akla mantığa uymaz. bu devirde kıurana basanlar bile yeminlerini bozuyor ustelik binbir yalan eklşeyerek...
|