HİKAYELER

hikaye

13.03.2007 09:43:47


Büyük Amerikan imalat fabrikalarından birinin yönetim kurulu üyeleri
kâr ve zarar hesaplarını incelerken, fabrika müdürünün aylığına takılmışlar ve
bunu bir hayli indirmek kabil olacağını düşünmüşler. İçlerinden iki kişi
seçerek fabrika müdürü denen bu adamın neler yaptığını bir görmelerini ve ondan
sonra bu konuda karar verilmesini kabul etmişler.

İki kişilik heyet bir sabah sessizce fabrikaya gitmiş ve fabrika
müdürünün odasına girmiş. Gördükleri manzara şu olmuş:

Fabrika müdürü elinde kahve fincanı, ayakları masanın
üstünde, etrafa halka gülücükler yaymakla meşgul. Masanın üstünde ne bir
dosya, ne bir kağıt hiç bir şey yok.

Bir müddet kendisi ile oradan buradan konuşan heyet azaları bu müddet
zarfında müdürün hiç bir işle meşgul olmadığını ve yalnız bir kaç basit
telefon konuşması yaptığını görmüşler. Heyet aldığı intibadan memnun
İdare Meclisine fabrika müdürü denilen zatın yanında bulundukları üç küsür
saat zarfında hemen hemen hiç bir şeyle meşgul olmadığını ve bu bakımdan
böyle basit bir iş için verilen yıllık 100.000 dolardan en aşağı üçte iki
nisbetinde bir tasarruf sağlanabileceğini söylemiş. Tabii fabrika müdürü
bu indirmeye razı olmamış, işten ayrılmış. Yeni maaşla çalışmayı kabul eden
bir çok istekli arasında bir zat yeni fabrika müdürü tayin edilmiş.

Üç aydan sonra idare meclisine gelen imalat istatistiklerinde az, fakat
dikkati çekecek kadar bir düşme başlamış, fabrika müdürü yenidir, tabii
bu kadar acemilik olur demişler. Altıncı ayın sonunda istatistik eğrisi
bir hayli düşmüş. Eski heyet azaları yeni fabrika müdürünü odasında ziyaret
etmişler. Adamcağız kan-ter içinde, bir elinde telefon, öteki eli evrak
imzalamakla meşgul, başıyla gelenlere oturmalarını işaret etmiş. Gelen
giden o kadar çok ki, adamla doğru dürüst konuşmaya bile imkan olmamış. Fakat
heyetin kanaati şu olmuş. böyle canla başla çalışan bir adam başta
olduğu müddetçe işlerin düzelmemesi için hiçbir sebep yoktur, biraz daha
bekleyelim. Sene sonu gelmiş, her zaman kâr eden fabrikanın bilançosu
zararla kapanınca idare meclisi azaları birbirine girmişler ve işi
yeniden incelemeğe başka bir heyeti memur etmişler. Yeni heyet müdürün odasına
değil, fabrikaya gitmiş ve iş başında bekleyen insanlar görmüş,
sebebini sormuş aldıkları cevap şu: Hususi bir döküme başlayacağız, fabrika
müdürü ben gelmeden başlamayın dedi, biz de bekliyoruz, her halde elektrik
atölyesinden bir türlü ayrılmaya vakti olmadı.

O sırada gözleri, yaşlı bir ustabaşıya ilişmiş, adamı şöyle bir kenara
çekmişler ve fabrikanın eskiye nazaran daha fena çalışmasının
sebeplerini sormuşlar. Yaşlı ustabaşı içini boşaltmak ihtiyacını uzun zamandır
hissetmiş olacak ki :

-Baylar demiş, eski müdürümüz teferruatla uğraşmaz, ileriye ait
planlar yapar, işi bize bırakır, biz de normal zamanlarda onu rahat bırakırdık.
Ani, içinden çıkamayacağımız olağanüstü bir problemle karşılaştığımız
zaman ancak ona başvururduk ve o zaman da bilirdik ki, o bizim bu müşkülümüzü
çözecek. O hakiki fabrika müdürü idi. Güler yüzlü idi,
bizle şakalaşır, fakat hepimiz için düşünürdü. Şimdiki müdür de çok dürüst,
iyi niyet sahibi, hatta çok daha çalışkan bir adam. Fakat o hiçbirimize inanmıyor, her işin kendisi
tarafından görülmesini istiyor. Yani o, bizim yerimize ustabaşılık
yapıyor, tabii biz de amele çavuşu mertebesine düşüyoruz, haydi neyse buna da
aldırmayalım, ama fabrika müdürlüğü boş kalıyor. Elinde piposu,ileriyi
görmeğe çalışan, tedbir alan, düşünen adamın yerinde kimse yok.

Eski fabrika müdürünü tekrar oraya getirmek isteyen idare meclisi, bir
senelik acı tecrübesinden sonra 100.000 yerine 150.000 dolarla onu ancak
gelmeye razı etmiş.

İdarecilik güç bir sanattır. Öyle bir sanat ki, eseri gözle görülmez ve
ölçülmesi de ancak mukayeselerle ve senelerin tecrübeleriyle biraz
kabil olabilir. Büyük liderler gibi onları da, o müessesenin bitaraf bir
tarihçisi kıymetlendirebilir. Onun için günlük takdir bekleyenlerden bu sanatın
sanatçısı çıkmaz.

Başkaları için tavsiyede bulunmak, yeni bir yol teklif etmek, hatta
karar vermek kolaydır. Güç olan, bunları yapmaktan kaçınmak, gururumuzu
yenmek ve ancak ve ancak kendimiz için karar vermektir.

Ekleyen/Kaynak: best of gravian



Bu bölüme Hikaye ekleyebilirsiniz. Hikaye eklemek için tıklayın

Yorumlar [ Yorum Yaz ]

Henüz yorum eklenmemiş
  En Çok Yorumlananlar

  Yeni Hikaye Ekle

  Yorum Yaz

  Tümünü Listele

| 101 Okey Oyunu | Türkçe Kürtçe Sözlük | Kürtçe Dil Testi |