7.01.2008 04:34:14
En sevdiğin elbisemi giydim bu gece Kokunu sürdüm, solgun yüzünü okşadım Sessizce saçlarından öptüm. Yazdığın mektupları okudum, kana kana su içer gibi Plâklarını çaldım. Ah! En çok o şarkıda özledim seni...
Issızlık kapıyı çaldı, Açmaya korktum gece yarısı. Şehir uykuya daldı, Baktım dışarıya katran karası. Rüzgâr telaşla kokunu getirdi bana Aldım koynuma. Buseni hafızamdan koparıp iliştirdim dudaklarıma Üşüdüm karanlıkta. Tenine dokundum beni hissetsin diye Ellerimi tut, ısıt diye. Aç gözlerini...
Erguvanlarına su verdim İçerken benimle konuştular Yastığını okşadım, kokladım Anılar uçuştular. Soluğun saçlarımı yaladı, sanki bir meltem gibi Teninin kokusu karıştı kokuma. Yakıştılar...
Boğuldum karanlıkta. Yanı başımdasın benden çok uzaklarda Ellerimi tut, dokun bana Aç gözlerini...
Attım kendimi caddelere, yeşil ceketin sardı beni. Yürüdüm üstüne karanlığın, korkusuz. Tuttum elini...
sen::yoktun::::^:>>>Günler güz yaprakları gibi birer birer dökülürken ayaklarımın dibine, ben her gece karanlığa dikip gözlerimi senin aydınlığını bekledim. Sen yoktun...
Binlerce adım attım bu kentin sokaklarında. Her köşeyi, her parkı, her ağacı ezberledim. Sevdaya bulanmış her kaldırım taşında senin adını aradım. Sen yoktun...
Evlerin duvarları birer birer üzerime yıkıldı. Her bir hücremin acısını ta yüreğimde hissederken beni enkazın altından çekip alacak elini aradım. Sen yoktun...
Özlem şarkılarını ezberledim. Kimini bağıra bağıra, kimini fısıltıyla söyledim. Karanlığa haykırdım hasretimi. Sesimi duyacaksın diye bekledim. Sen yoktun...
Senden gelecek bir tek haberi bekledim. Saatler asırlar gibi geldi, geçmedi. Çalan her telefonu yüreğimin deli bir çağlayana dönen atışlarıyla açtım. Senden başka duyduğum her seste hep aynı hayâl kırıklığını yaşadım. Onlar beni duymak istiyordu, bense seni. Sen yoktun...
Seni aramaktan yorgun düşmüş bedenimi karanlığın kucağına uzattım her gece. Bir an önce sabah olsun diye uykunun beni çekip almasını istedim. Olmadı. Kaç gece sabahı ettim gözlerimi kapamadan, kaç gece merdivendeki ayak seslerini dinledim gelen sensindir diye. Sen yoktun...
Her yağmurla birlikte hüzün de yağdı bu kentin üzerine. Bulutlar yalnızlığın işaretiydi benim için. Beni ıslatan yağmur olmadı. Ben senin özleminle sırılsıklamdım her mevsim. Hayat merhaba dedi bahara çiçek çiçek. Uzun kıştan sonra gelmez dediğim göçmen kuşların dönüşünü gördüm. Sen yoktun...
Her istasyon her otogar adresim oldu. Bir trenden inersin sandım. Otobüslerdeki her yolcuya sensin diye baktım. Ya da yolculuklara vurdum kendimi. Kimsenin uğramadığı köylere, adı duyulmamış kasabalara gittim. Senden bir iz aradım. Sen yoktun...
Denizin sonsuz maviliğine umut bağladım. Kıyılarda tükettim bekleyişlerimi. Hep sensiz gemiler geçti limanlardan. Ben gemicilerin hasret türkülerine eşlik ettim. Sen yoktun...
Gözümden bir tek damla yaş akmadı. Onlar sana aitti, sana kalmalıydı. Kimselere söyleyemedim acılarımı, bekleyişimin öyküsünü kimselere anlatamadım. Nice fırtınalar koptu yüreğimde. Dalgalar dövdü hayallerimi. Sığınacak bir liman, yaslanacak bir omuz aradım. İçimi dökecek bir insan aradım. Sen yoktun...
Her gece ay paramparça oldu. Her gece yıldızlar birer birer düştü sokaklara. Yıldızları saçına takıp gelmeni bekledim. Ayı avucunda bana getirmeni bekledim. Ve bir güneş gibi doğup aydınlatmanı bekledim bu kapkara dünyamı. Ama. Sen yoktun...
Ekleyen/Kaynak: babapir
Bu bölüme Siir ekleyebilirsiniz. Siir eklemek için
tıklayın
Henüz yorum eklenmemiş
|