19.10.2009 15:42:04
VE BİRİ EKSİK… Kırmızı bir geçmiş büyümüşlüğü seninkisi, Maviyi yalnızlıkla aldatan sarı şarkıların alacalı yatağından kalkamadın, Bana toprak masumiyetinden bahsetme, Taşların sertliğini fark etmedin mi? Kuşların göç zamanı mı geldi? Hiç kimse şairleri anlamazken Küçük dağların yamaçlarına yaslanan yitik şehirler, Kim yürüdüyse güneşin doğulu yüzüne, Hep aynı bekliyorsun zannetti gölgeler, Belki de bu yüzden Gecelerin yüreği hala tozpembe…
Güneşin batışındadır asaletin, Nereye bıraktıysan görünmeye başlar yüzün, Ay ile çarpışacaksın, Biraz daha zorlasan kendini… Kahverengi bir iz sesini soluyor, Yüreğini sarkıttığın bir denizden daha ıslak, Ardını çevirip gittiğin kalıntılardan geliyor bu ney sesi, Her şeye biraz tanıdıksın, zamanı ısıtan, Bir heykeltıraşın kadınından daha çıplak… Sensin ve sesin bir teni anımsatan.
Işıkları soldukça eskiyen bir şehir gibisin Yaşlılığın belirtileri sokaklarına düşüyor, Yorgun yüzlerine dolan çizgiler, Hiç fark etmesen de, Zaman her şeyi aynı sütle emziriyor… O kadar da çabuk geçti zannetme. Ve biri eksik…
Bir bencildin, Kırık sokaklarına düşkün, Çal dağlar gibi terk etmeyi iyi bilen, Çıplak bir sığınmaydın ney sesine, Ateşin sevincini arayan, Varlığı bir o kadar da yokluk olan, Çok uzun yürüdüğün bir zaman, Bir deliydin. Deliliğini düşündüğünde anladın. Ve biri eksik…
Ercan OLAŞ
Ekleyen/Kaynak: ERCAN OLASH
Bu bölüme Siir ekleyebilirsiniz. Siir eklemek için
tıklayın
Henüz yorum eklenmemiş
|