Anadolu kilimleri, desen özelliklerinin pek çoğunu Orta Asya 'dan getirmiş, 13. Yüzyılda Selçuklular döneminde geliştirmiş ve zamanla her bir yöreye göre kişilik kazandırmıştır. Bir bakıma kilim kadar üzerindeki desen de kültür mirasının kendisidir. Hakkari kilimlerinde çeşitli hayvan, çiçek ağaç gibi figüratif motiflerin
yanı sıra soyut motifler de yer alır. Kıskançlık ve korkuların; "Kurt ayağı" ve "Akrep" motifi ile,muhabbeti, sevgiyi, sohbeti ve faniliği, "Muhabbet Kuşu" motifi ile, erkekliği, yiğitliği ve kavgacılığı; "Koç Boynuzu" motifi ile dile getirirken, bitki ve çiçek figürleri bereketi, üretkenliği ve mutluluğu ifade etmiştir. "Gelin Kız" da denilen "Eli Belinde" adlı motif gene üretkenliği ve kısmeti simgeler. Hayat ağacı figürü ise ölümsüzlüğün simgesidir. Bunun gibi
birçok duygu ye düşünce değişik motifler ve sembollerle anlatılmaya çalışılmıştır. Motiflerin oluşturduğu desenler de belli bir hikayeyi ye olayı anlatmaktadır. Hakkari yöresinde dokunan kilimler onu dokuyan boyun veya aşiretin adını alır. Belli bir aşiretin adını alan kilim bir başka aşiret tarafından dokunsa bile ilk dokuyan aşiretin
adıyla anılır. Jirki, Herki gibi aşiret adıyla dokunduğu gibi kişi isimleriyle de dokunmaktadır. Gülhanife, Gülsarya gibi. Bazen de kilime işlenen desenlere göre isim alır; Gülhezar Gülgever, Lüleper gibi. Hakkari kilimleri arka arkaya çift sıra halinde gerilmiş çözgü ipliklerinin arasında çapraz olarak önden ve arkadan atkı, ipliklerinin geçirilmesiyle dokunur. Hem
çözgü, hem de atkı iplikleri yünden yapılmaktadır. Hakkari kilimlerinde çözgü sıklığı, 40/tel, atkı sıklığı ise 230/dm. adettir. Bu sıklık kilimlerin kalitesini ve duruşunu etkilemektedir. Hakkari kilimlerinin bir başka önemli
Özelliği de geleneksel olarak da 1.30 x 2.00 cm. boyutlarında olmasıdır. Ortalama büyüklük 2 m2. ortalama ağırlık ise 7.700 / kg./ m2. 'dir. Hakkari yöresi kilimlerinde kullanılan beş temel renk göze çarpmaktadır. Kırmızı ve bordoya yakın ton, lacivert, kahverengi, siyah, beyaz. Yeşil, sarı ve mavi renkler ise ara renkler olarak kullanılmaktadır.
|
Sine |
Hakkari Şemdinli ilçesi yöresinde, Şamakla birlikte dokunan bir desendir. Motifleri genellikle böcek ve çeşitli bitki türlerinden oluşmaktadır. Bordürden sonra sade renkle baklava dilimlerinden sonra renkli desenli dokumalara rastlandığı gibi tersine bordür ve renkli desenli sonra sade bir renkten oluşan ikili ve üçlü elips şeklindeki göbeklileri makbuldür. Sine deseni fazla itina ve dikkat isteyen bir kilim türüdür.
|
|
|
|
|
Gülsarya |
Anlamı "Sarya"nın Gülü" olan kilimin ilk kez Sarya adlı bir kadın tarafından dokunduğu söylenmektedir. Kilimde "Eli Belinde" yada "Gelin Kız" adı verilen motif diyagonal
şekilde dokunmuştur. Renk birleşimleriyle enine bantlarla ayrılabildiği gibi iç içe baklava dilimi tarzında da dokuma yapılabilmektedir.
|
|
|
Lüleper |
Hakkari'nin Yüksekova ilçesi civarında sulak ve bataklık yerlerde sarı, beyaz, kırmızı renklerde açan ve Nilüferi andıran bir tür
çiçeğe yörede LÜLEPER denilmektedir. Kilim üstündeki desenler bu çiçeğin kesitini andırdıkları gibi ismini de bu çiçekten aldığı tahmin edilmektedir. Genelde bir açık bir koyu renkten oluşmak üzere aşağıdan yukarıya üç veya beş renk diliminden oluşmaktadır |
|
|
Keskener |
Nazik, ince desenlerden oluşan "Kimse Yapamaz, Kimse Yapmadı" anlamına gelen, bir desen türüdür. Enine ve kenarları kesik 5'li, 6'lı göbeklerden oluşan kilimin kenar bordürleri genellikle 2'li ve 3'lü baklava dilimi sıralardan oluşur |
|
|
|
Çılgül |
Çılgül "KIRKGÜL" manasına gelmektedir. Koç boynuzu motifinden dizayn edilerek sekiz ayaklı örümcek şeklinde kompozisyon edilmiş ve testere motifiyle
çerçevelenmiştir. En dış kenara kontür çekilerek düzgün altıgen oluşturulmuştur. Bu altıgenler, fıstık yeşili , lacivert , siyah renkler hakim olmak üzere kilim zemininde belli açılarla genişleyerek , zeminine serpiştirilmiş ve her sıra ters "S " harfleri ile bölünmüştür. Genellikle sergi yaygı ve süs eşyası olarak kullanılmaktadır |
|
|
Gülçin |
Gülçin "Gül Derleme, Gül Desteleme" anlamına gelir. Genelde değişik renklerden oluşan bal peteği gibi altıgen motiflerin birbirlerine bir çizgi ile bağlanmak suretiyle her biri değişik renklerden oluşan bir desen türüdür |
|
|
Gülhazar |
Gülhezar "Binbir çiçek" anlamına gelmektedir. "Gül"adı verilen formların çevrelenmesinde, testere dişi motifi sırası hakim
görünümdedir. İçe doğru olduğu gibi dış dörtgen alanlarda da aynı görünüm verilmektedir |
|
|
Gülşivan |
Kenarları sağ ve sol tarafta yukarıdan aşağıya zik zak çizerek orta yerdeki koç boynuzlarını bölümler veya guruplar halinde ortaya toplar. "çoban Gülü" anlamına gelmektedir |
|
|
Herki |
Hakkari yöresinde gül ve çiçeklerle isimlendirilen kilimlerin yanında aşiret isimleri ile tanınan kilimlere de rastlamak mümkündür. Bunlardan biri de HERKİ kilimidir. HERKİ kilimi genelde değişik renklerden oluşan yatık çizgili desenler yerleştirilir. Bu çizgiler arasında çiçekleri andıran baklava dilimi ve altıgen motifler yerleştirilir. HERKİ kilimlerinde gri siyah ye lacivert renk hakimdir |
|
|
Hevçeker |
Hevçeker "Nadide, kendine özgü, özenilen" anlamına gelmektedir. Kilimlerde genellikle, örümcek veya ejderha motifi yer almaktadır. |
|
|
Şehvani |
Yan yana enine taraklar halinde dizilen iki desen bandı arasına serpilen altıgenlere yörede "Şalalbılbıl" yani bülbül yuvası denmektedir. Bu motiflerin tekrarıyla kilim oluşmakta, bazen taraklar arasında boynuzlu dağ keçileri motiflerine de rastlamak mümkündür |
|
|
Şamari |
Şamari "Arındırılmış, Saf" anlamına gelmektedir. Desenler "Gül" adı alan formlar enine tarak motifi fon üstünde değişik renklerle yer almaktadır. Ve bu desen genellikle Hakkari'nin güneyindeki Çığlıca Köyü civarında sıkça dokunmaktadır |
|
|
|
Şimkubik |
Şimkubik "Güzel topuk", "gelin topuğu" veya "gelin pabucu" anlamına gelmektedir. Kilim gül adı verilen sıraların arasına "Şimkubik" adı verilen motif sırasının işlenmesiyle dokunmaktadır. |
|
|
Halit Bey |
Gülgever" ve "Hevçeker" adlı kilimlerin ana formlarından hareket etmek suretiyle "Halitbey" adı verilen desen türü oluşturulmaya
çalışılmıştır. "Halitbey" ismi, gelinin hem babasının aşiretinde, hem de kocasının mensup olduğu aşirete ait kilimlerde kullanılan motiflerin bir arada işlenmesiyle dokunmuş yeni bir kilim anlamına gelen hikayeye dayandırılmaktadır |
|
|
Gülgever |
Desenli kilimlerden bir form işlenerek dokunmuştur. "Gülgever", "yayla gülü" anlamına gelmektedir. Gül ismi alan dörtgenler, "nehrek" adı da verilen çengel motifi dizisiyle çevrelenmektedir.
|
|
|
Canbezar |
Hakkari yöresinde dokunan kilimlerdendir. Motiflerin meydana getirdiği ahenk ve simetriden dolayı titizlik ve üstün beceri gerektiren bir dokuma örneğidir. Yörenin geleneksel motiflerinin belli başlılarındandır |
|
|
Kilim Yelekler |
|
|
|
|
Kilimde Kullanılan İpliklerin Boyanması |
|
|
|
|
|
|
|
|
Kilimleri Dokuyan Kızlar |
|
|
|
|
|
|
|
|
Kilimlerle Döşenmiş Şark Köşeleri |
|
|
|
|
Hakkari Çorapları |
Selahattin Güldal
Hakkâri'nin
yünlü çorapları, hayvancılığın, karasal iklim ve mahir ellerin bir
ürünüdür. Çoraplarımız, kilimlerimiz kadar ün salmamışsa da el
sanatlarımız içerisinde en fazla üretilen el sanatı olma unvanını
taşımaktadır. Her evde kilim dokuma tezgahı yoktur ama her evde birden
fazla çorap örmede kullanılan şiş takımı vardır. Yün çorap,
ilimizde eskiden beri temel giyimin bir parçası olarak kabul görülmektedir.
O kadar ki yaz aylarında dahi vazgeçilmez bir giyim unsurudur. Kış
aylarında birden fazla üst üste giyilirken yaz aylarında bir tane ile
yetinilir.
Çorap deyip
geçmemek lazım. Ayak nasıl ki insan vücudunun önemli bir uzvu ise çorap
da günlük giyim-kumaşın vazgeçilmez bir parçasıdır. Özellikle kış
mevsimi olan Hakkâri gibi yerlerde daha bir önem ve ehemmiyet kazanır.
"başını, belini, ayağını sıcak tut" düsturu en güzel bu yörede
makes bulur. Ekonomisi ağırlıklı olarak hayvancılığa dayanan
ilimizde, hayvanlardan kırpılan yünler önce güzelce yıkanarak, güneşte
kurutulur. Daha sonra dişli yün tarama tarağından geçirilerek elyaf
yumuşaklığına getirilir. "Teşi" denilen başı topaçlı
ve iğneli, sapı çubuklu, ağaçtan yapma kirman ile eğrilir. Önce tek
tel olarak eğrilen ip daha sonra iki yada üç kat olarak hazırlanır.
Çorabın renkli kısımlarında kullanılacak iplikler ayrıca yörenin
tabii kök boyaları ile boyanır. Çorap, inceliği ve zarafeti
nispetinde değer kazanır. Çorabın değeri nişan yüzüğünden geçip
geçmedigine bakılarak tespit edilir.
|
Çorap örme,
köy kadinlari için tabir yerinde ise çerezlik mesabesindedir. Köylü
kadınlar çorap örmek için ayrı bir zaman ayırmazlar. Onları, koyun
sağma yolunda yolda yürüme halinde, bebeğini uyutma esnasında, komşu
ziyaretinde çorap örerken görürsünüz. Her köylü kız ve kadının
boş vakit meşgalesidir., çorap örmek. Bunu yaparken günün yorgunluğunu
el parmaklarından çoraplara aktarırlar, adeta.
Çoraplar
burun tarafından başlayarak örülür. Örme esnasında 5 adet şiş
kullanılır. Çoraplar %100 yünden örülür. Ayak tabanı ve topuğa
gelen kısımlar daha sik ve düz örgü ile örülür.
|
Örülen
çorapların
en belirgin özelliği birden fazla renkten ve desenden oluşmasıdır. En
yaygın şekli parmak uçlarının renkli ve motifli geri kalan kısımlarının
düz beyaz ve desenli olmasıdır. Parmak uçlarında kullanılan renkler
siyah, beyaz ve bordo tonundadır. Bunun yanında parmak uçlarından çorap
lastiğine kadar renkli ve motifli olan örgüler de vardır. Çoraptaki
her renkte, her desende, her motifte bir mesaj ve bir duygunun ifadesi
vardır. Bu motiflerin kimisi, yiğitliği, kimisi sevgiyi, kimisi,
sevinci ifade eder. Yukarıda anlatılan özelliklerin yanında ayırt
edici bir diğer özellik de bayan çoraplarının erkek çoraplarından
daha küçük ve kısa olmasıdır. Erkek çorapları diz altına kadar
uzanır ve geri kaymaması için lastik ucunda bulunan biritlerden kordun
geçirilerek diz altından bağlanır. Birit ve kordonlu çorapların kullanımı köy yerlerinde daha
yaygındır. Özellikle kış aylarında
köyden kente gelmek zorunda kalan köylüler, şalvarların paçalarını
da çorapların içine sokarak bu kordonla siki sıkıya bağlarlar. Bu
şekilde hem kar'ın çorabın içene girmesi önlenmiş hem de seri bir
yürüyüş için sportif bir kuşam sağlanmış olur.
Ayrıca köy yerinde çalışırken, koyun güderken vazgeçilmez
bir giyim unsurudur. Bu yüzden Hakkâri çoraplarının diğer bir adı
da rençber çorabıdır.
Örülen çoraplar, günlük giyimin bir
parçası olmakla birlikte, gelinlik kızların çeyizinde de önemli bir
yer tutar.
|
DÜNDEN BUGÜNE HAKKARİ'DEN BAZI TEKSTİL ÜRÜNLERİ Prof.Dr.H.Örçün
BARIŞTA |
Kışları
uzun ve soğuk olan bu yöremizin örücü kadınının uzatılmış baş
parmağı tırnağının ortasına geldiği delikten geçirilerek yün
ipinin inceliğini sınadığı üçem iplikle ördüğü "yüzükten geçme"
yün çorapları ve iki kat yün iplikle ördüğü kısa ve uzun, nakışlı,
geometrik ve bitkisel bezemeli, çorapları ile onların üstüne giyilen
siyah keçi kılından eğrilmiş kalın yünle sırınmış taban üzerine
keçi kılından oluşan yünden örülmüş bir ayakkabı türü olan
Van'ın Çatak ilçesi dışında genellikle Hakkâri'de örülen reşiklerin
yani sıra evde eğrilmiş, doğal boyalarla boyanmış yünlerle
dokunulmuş yolluk, yaygı, yastık, minder, parzun, heybe, hurç ve at
çulları dışında kolanları, boncuk oyaları, çapraz iğne (kanaviçe) ayrı
bir yer tutmakta ve Hakkârili kızın bu alanda ustaca ürünler verdiğini
göstermektedir. Pek çok koleksiyon ve müzeyi bezeyen eski örnekler
gibi 5-6 Haziran 2000 tarihlerinde Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı
işbirliği ve katkılarıyla Hakkâri Valiliğinin düzenlediği Hakkâri
Kilim Günleri etkinliği çerçevesinde açılan Hakkâri El Sanatları
Sergisindeki kilimler bu konuda tanıklık etmektedir.
Burada
amacımız Hakkâri İplik Sanayi Anonim Şirketi (HISAŞ)'ın genç
tekstil ustalarına, geleceğin tekstil sanatçılarına dokuttuğu bu
yolla bir tekstil sanatını milenyuma taşıdığı endüstriyel sanat ürünü
olan yaygı, heybe ve yelekleri bir tarafa bırakarak 5 haziran 2000
tarihinde açılan Hakkâri El Sanatları Sergisi ile Hakkâri merkez ve
çevresinde gözlenen kilim türü dokumaların yanı sıra kilim, cicim,
sumak, halı vb. gibi ürünlerde uygulanan tekniklerin bileşik bir yaklaşımla
kullanıldığı parzun, heybe, hurç, vb. gibi ürünler ve bunları bağlamak
için yapılmış kolanlara eğilmek bir tür kirkitli düz dokuma (tapestry)
tekniği ile dokunmuş, "kilim" olarak isimlendirilen yaygılardan ve
tekstil ürünlerinden farklı yaklaşımla tasarlanmış bir grubu tanıtmak
ve bazı örnekleriyle artistik el sanatı düzeyine ulaşan parçalar
sergilemektedir.
Hakkâri
tekstil ürünleri arasında yer yaygısı olarak dokunmuş kilimlerin yanı
sıra genellikle elde eğrilmiş yakın bir geçmişe kadar doğal
boyalarla boyanmış ağırlıklı geometrik bezeme yanı sıra bitkisel
ve figürlü bezemeyle bezenmiş, yünden yapılmış parzun, heybe, hurç,
ve kolanlar ilgi çekmektedir. Bunlar arasında bağlamak için tasarlanmış,
yünden dokunmuş genişlikleri 1 cm ile 7 cm arasında uzunlukları 300
cm. ile 400 cm. arasında değişen genellikle geometrik motif tekrarıyla
bezenmiş kolanlar, mekikli dokuma olan diğerlerinden çarpana ile
dokunmuş olmalarıyla ayrılmaktadır.
İnsanların
sırtlarında çocuk yada yük taşıması için cicim, kilim ve halı
teknikleri uygulanarak hazırlanmış katlanınca 48x47 cm ve daha büyük
boyutlarda dikdörtgenden; kullanırken tabanı 90 cm, yüksekliği 47 cm
kenarı 65 cm ile daha büyük değişen boyutlardan eşkenar üçgenden
oluşan ve uçlarında çeşitli yöntemle yapılmış tutacak yerleri
bulunan geometrik bezemeli, yörede parzun olarak isimlendirilen sırt
torbaları gerek formuyla gerekse süslemeleriyle fark edilmektedir.
Parzunlar
arasında bir grubun ön yüzlerinde eğrilmemiş çeşitli renklere
boyanmış yünlerden oluşan saçaklarla yapılmış süslemeleri bir
gurubun ise uzunlukları 40 cm ile 50 cm arasında değişen belli bir ünitesi
kaytan biçiminde elde örüldükten sonra ya gümüş rengi ya altın
rengi simle sarılarak boğulan yün püskülleri gözden kaçmamaktadır.
Pakistan ve Hindistan'da kadın saçlarının bezemek için hazırlanmış
saç süslerini akla getiren bu tür püsküllere, insanların yük taşıması
için hazırlanmış, arka ortasında yatay bir çizgi biçiminde açıklık
bulunan bir grup heybenin cep ağızlarını bezediği de gözlenmektedir.
20
x140 cm ile 70 x 158 cm arasında değişen boyutlarda, insan ve hayvan sırtında
yük taşımak için
yapılmış bir gurubu bez ayağı, bir gurubu ise arka yüzleri
bez ayağı, ön yüzlerindeki cepleri kilim, cicim, sumak, halı vb. gibi
farklı bileşik teknikle dokunmuş uzun dikdörtgen formlu, geometrik,
bitkisel bezemeli heybeler ve hurçlar çeşitlemeler arz etmektedir. İki
dar uca oturtulmuş ceplerle bezenmiş heybelerin bir gurubunda "Gördes
düğümü" (çift düğüm) ile yapılmış süslemeler daha büyük
boyutlu ve bütün ön yüzlerinde karşılıklı
iki cephe değerlendirilmiş bazı hurçlarda arka yüzde düz bez
ayağı dokumalar, ön yüzde cicim, sumak ve halı düğümü birleşimleriyle
yapılmış süslemeler göze çarpmaktadır. Dokunuş açısından dünyaca
ünlü Bercester dokumalarını akla getiren bu parçaların önce dikey
uzun bir dikdörtgen
yaygı biçiminde dokunan sonra iki dar ucu katlanıp dikilerek karşılıklı
birer cebe dönüştürülen örneklerin bir grubu kilim türü yaygılarda
gözlenen düzgün, atlamalı sıralamalarla oturtulmuş kapalı
kompozisyonlarla bezenmiştir. Çağdaş sanat bağlamında da değer
arz eden ikinci gruptaki parçalar arasında 20. yüzyılın ilk yarısında
dokunan örnekler ayırt edilmektedir.
Bu
örnekler arasında kolanlarda: bazen ara ara bitkisel motifler serpiştirilmiş
geometrik motiflerin tekrarlanması ile düzenlenmiş bordürler vardır.
Parzunlarda ön yüzde dikey, arka yüzde yatay eksende akan geometrik
motiflerle dolgulanmış ve dolgulanmamış şeritlerin ya üst üste ya
yan yana sıralanması ile tasarlanmış kompozisyonlar gözlenmektedir.
Heybelerin bir grubunda ön ve arka yüzü aynı tasarlanmış yatay
dizilmiş geometrik bezeme şeritleri bir gurubunda ise arka yüzde üst
üste sıralanan çizgilerden oluşan dolgulanmamış şerit sıraları,
ön yüzlerdeki cephelerde dikdörtgen, üçgen, kare vb. biçimlerden oluşan
geometrik bezemeler yanı sıra çiçek biçimlerinden oluşan bitkisel
bezemelerin yatay kuşaklar şeklinde üst üste dizilmesiyle hazırlanmış
kompozisyonlar görülmektedir.
Bazı
motifler Anadolu'nun başka yörelerindeki ve Azeri, Türkmen, Kazak,
dokumalarındaki geometrik, bitkisel ve figürlü motifleri çağrıştıran
bir gurup hurçta ise Hakkâri yaygı türü kilimlerden farkli olarak
zemin ve bordür endişesi yoktur, zemin ve bordür belirgin değildir. Düzgün
sıralamalarla motifler oturtulmamıştır. Motifler açık kompozisyon
ağırlığıyla
serpiştirilmiş, yaygı türlerinde zemin ve bordürü ayıran taraklar
yoktur, motifler kapalı kompozisyon biçiminde matematiksel bir ifadeyle
sıralanmamıştır, zemin bordür rengi diğerleri gibi belirgin değildir.
Şamari ve Sine örneklerinde bazen görülen dikey oturtulmuş izlenimini
veren motif sıraları, madalyonlar yoktur. Serbest firça hareketleri
gibi motifler yerleştirilmiştir. Bazı motifler desen ağırlığındadır,
yaygı türü kilimlerdeki ya yatay ya dikey eksende gelişen motif sıraları
yoktur, zemin matematiksel bir yaklaşımla kompartımanlara ayrılmamıştır.
Sonuç
olarak denilebilir ki tekstil dünyasında Hakkâri'ye ün kazandıran
yaygıların yanı sıra parzun, kolan, heybe, hurç vb. gibi dokuma ve reşik,
çorap vb. gibi örgü ürünleri vardır. Bunlar arasında iki boyutlu
dokunarak üç boyutlu ürün oluşturan parzun, heybe ve hurçlar zaman
zaman artistil el sanatı ürününe dönüşmüş parçalarıyla dikkat
çekmektedir. Süslemecilikten öte estetik kaygılar taşıyan bu örnekler
daha detaylı araştırılmalı gerek motif gerek kompozisyonları açısından
Anadolu'nun Emirdağ, Sivas, Eşme, vb. yörelerinde dokunan kilimlerin
yanı sıra Azeri, Türkmen Kazak, Beluci, Bahtiyari ve İran örnekleri
ile karşılaştırılmalı bu yolla Antik Dönemden bu yana Önasya, İran,
ve Mezopotamya ile Anadolu arasında geçiş sağlayan bir köprü niteliğindeki
Zap Vadisi'nin güçlü bir sentezi getiren dokumaları üzerinden çalışılmalıdır.
|
HAKKARİ
KİLİMLERİ İSPANYA'DA |
İlimizin ilk sanayi kuruluşlarından
olan HİSAŞ, İspanyanın Barselona kentinde 15-18 Mart 1999
tarihleri arasında yapılan Türk İhracat Ürünleri Fuarına katıldı.
Form Fuarcılık ve Geliştirme
A.Ş.'nin davetlisi olarak
Fuara katılan HİSAŞ'ın bu ikinci yurt dışı sergisi oldu. Dünyaca
ünlü Hakkari kilimleri Almanya'nın Hanuver şehrinde düzenlenen bir
Fuarda da Hakkari kilimlerini sergileme imkanı bulmuştu.
Açıldığı günden bu yana
Ankara, İstanbul ve İzmir başta olmak üzere değişik
illerde birçok sergiye katılan HİSAŞ, el emeği, göz nuru
Hakkari kilimlerinin tanıtımında bugüne kadar çok önemli bir
lokomotif görevi yaptı.
HİSAŞ
ilimizde 700 kişiye iş imkanı sağlamakla birlikte ürettiği
kilimlerle aynı zamanda ilimizin ihraç ürünleri sıralamasında
birinci sırayı almaktadır. İspanya'daki Fuarda yeni bir ihraç
kapısı araladığı ve sağladığı bağlantılarla kilim ihracatının
hız kazanacağı tahmin edilmektedir.
|
|