Hakkari Beyliğini kuran Esededdin Kaleni 20 yıl hüküm sürdürdükten sonra ölmüştür. Bunun üzerine oğlu Zahit Bey, Hakkari Beyliğine geçmiştir.. Zahit Bey 60 yıla kadar beylikte kalmıştır. Şah İsmail Safevi'nin himayesini kabul eden Zahit Bey, hayatının sonuna kadar İran himayesinde kalmıştır. Ölmeden önce memleketin idaresini oğulları Melik bey ve Seyyit Mahmut arasında paylaştırmıştır.
Melik Bey, Bay kalesini merkez edinerek Hakkari'nin idaresini buradan sağlıyordu. Melik Beyin Zeynel, Bayındır, Budak, Beyazit, Hüseyin, Bahaettin ve Rüstem adında yedi tane oğlu olmuştur. Büyük oğlu Zeynel Bey, Bugünkü Hoşap kalesinin dizdarıydı. Bazı yerli aşiretlerini ve Bay kalesi muhafızlarını da yanına çekerek babasını beylikten uzaklaştırdı. Bunun üzerine Melik Beyin oğulları arasında beylik kavgası ve iç karışıklıklar başladı. Bazıları İranlılara bazıları yerli aşiretlere , bazıları da Osmanlılardan himaye görüyordu. Bu arada bölgede Osmanlı nüfuzu giderek artıyordu. Osmanlılar Hakkari bölgesi için karşılarında bir mesul görmek istediklerinden Van Beylerbeyi İskender paşa aracılığıyla Hakkari Beyliği Zeynel Beye tevdi edilmiştir.
Ancak bir müddet sonra Seyyid Ahmet Beyin oğlu Zahit Bey yerli aşiretlerin desteği ile zeynel Beyi Hakkari Beyliğinden uzaklaştırdı. Zeynel Bey İmadiye Hakimi Sultan Hüseyin Beyin yanına giderek bir süre orada kaldıktan sonra Sadrata Rüstem Paşa'nın aracılığıyla Kanuni Sultan Süleyman'a maruzatta bulunmuştur. Rüstem Paşa Zeynel Bey'i Osmanlı yanlısı olarak İran Şahına karşı uyguladığı politikasından dolayı koruyor ve destekliyordu. Buna karşılık amcası Seyyit Mehmet, Şah Tahmasp ile iyi dostluk münasebeti kurmuştur. Bu durum ilerde Osmanlı idaresi için bir tehlike doğurabilirdi. Bu nedenle Zeynel Bey'i korumak, onu tekrar Beylik makamına getirmek gerekliydi.
Rüstem Paşa, Zeynel Bey'e İran'daki aile fertlerini Hakkâri'ye getirmesini; ancak ondan sonra beyliğin kendisine tevdi edileceği bildirildi. Zeyel Bey, İran'a giderken öteden beri aralarında husumet bulunan Bohtan Emiri Bedir Bey'in adamları tarafından tuzağa düşürülerek öldürülür. Kendisi de ağır yaralanır. Bohtan Beyin karısının müdahalesi ile Zeynel Bey Cizre'ye getirilerek tedavi edilir ve hatunun ısrarıyla serbest bırakılarak tekrar Hakkâri'ye döner.
Van Beylerbeyi İskender Paşa'nın padişaha fakimaruzatı üzerinde 1551 yılında gelen hükmü şerif ve " her ne zaman ki fırsatın bulasız Seyyit Mehmet'i katledip Hakkâri Vilayetine Zeynel Bey'e zapt ettiresiz" deniliyordu. Bunun üzerine Van Beylerbeyi İskender Paşa Seyyit Metmet'i oturduğu Gevaş'tan Van'a getirerek haps ettirdi. Bilahare idam edilmiştir.
Bir müddet sonra İstanbul'a gelen Zeynel Bey Hakkâri Beyliğine tayin edilmek üzere Van'a gönderilmiştir. Bu sırada Sünni Türkmenlerle Şiarlar arasında mücadele devam etmektedir. İskender Paşa Zeynel Bey'i müdahale için Şialar üzerine göndermiştir. Şiaların başında ise kardeşi Bayındır Bey bulunuyordu. Zeynel Bey Şiaları mağlup ederek, Tehdidi bertaraf etmiş ve Van'a dönmüştür.
Bu durum İskender paşa tarafından padişaha bildirilir. Gelen "Ber'at-ı Hümayun ile ilafı
fahire" Zeynel Bay'e verilerek Hakkâri Beyliği ona tebliğ edilmiştir.
Bu tayinden sonra Başkale Bey'i Zahit Bey Zeynel Bey'e karşı bazı itaatsiz hareketlerde bulunmuş, civarındaki yerlere zarar vermeye başlamıştır. Devam eden bu gibi olaylar dolayısıyla Sultan II. Selim Van Beylerbeyine şu hükmü şerifi göndermiştir. "Van Beylerbeyisine hüküm ki mektup gönderip Van'a bağlı Hakkâri Beyi Zeynel Bey sana gelerek Hakkâri'ye bağlı Albak Sancak Beyi Zahit, Dame mecduhu itaatten ayrılıp şekavet ve isyan üzere olduğunu Sertek Kalesine gizlice adamlarını gönderip ve fesada başladığını bildiği için kendisini isabetli tedbirlerle ele getirip emrim mucibince Kalede hapsedilsin ki diğerlerine nasihat ve ibret olsun. Ele getirip haps eylediğini yazıp bildiresiz." 22 cemaziyel evvel 976 (1568)
bir müddet sonra Zeynel Bey Alvak Sancağında bulunan İbrahim Bey adına Menşur getirterek beyliği ona tevdi eylemiştir. 1578 yılında Zeynel Bey Hakkâri Beyliğinden ayrılmış ve hayatını koruma kaygısıyla olsa gerek Başkale civarında bir kale inşa ettirmiştir.
Zeynel Bey Hakkari Beyliğinde bulunduğu süre içerisinde devamlı Osmanlılara bağlı kalmış ve zamanın padişahlarından da taktir ve destek görmüştür. Bir gün Van Beylerbeyi İskender Paşa'nın divanında kıdem ve merasim meselesinden dolayı Hizan Hakimi Sultan Ahmet Bey'le Hasan Bey arasında münakaşa olmuş, durum Kanuni Sultan Süleyman'a arz edilince merasim itibari ile Hakkari Emiri Zeynel Bey'den başka Hasan Beyin önüne geçemeyeceği hakkında padişah emri çıkmıştır. Bu da o dönemde Hakkari Bey'i Zeynel Bey'in padişah ve devlet nezdindeki değerini göstermektedir.
Veziri Azam ve Serdar-ı Ekrem Özdemiroğlu Osman Paşa 1585 tarihinde gerçekleştirilen Tebriz Seferinde Tebriz Fatihi olarak anılır. Osman Paşa Zeynel Bey'i ordu emrine alarak Tebriz ve civarının yanma ve tahribinin önlenmesi ve asayişi ihlal edilmemesi için görevlendirilerek öncü kuvvet olarak göndermiştir. Merent'te yapılan savaşta Zeynel Bey maiyetindeki bazı ağalarla Şehit olmuşlardır. Merent'in ileri gelenleri Zeynel Bey'in naaşını oraya gömmüşlerdir. Tebriz'in fethinden sonra naşı Çölemerik'e nakledilerek kendi yaptırdığı medrese avlusuna gömülmüştür. (1589)
|