SONSUZ ŞİİR Sana ne yazacağım bu gece Karar vermedim Ey sonsuz şiir Ey bitmeyen şiir Başlayabilseydim şöyle kenarından, usulca Zor olmayacaktı bu kadar anlatmak uzun uzadıya
Sonra Belki düşünmeyecektim virgülü nereye koyacağımı Ya da nerede bitirip nerede başlayacağımı Ey başlayamadığım için bitmeyen şiir Şiire şiir yazacağım, şair değilim ben, şiir yazacağım sadece şiir Geç mi kaldım acaba? Yoksa çok mu erken? Geç? Erken? Bir insan bir insanın gönlünde yaşamazsa başka nerede yaşar ki? Evet soruyorum tabii: Sen nerdesin? Sen, bir firar projesinin Şiir Atı Sen, bir güzden arta kalan yürek yangını Sen ey son suzluk! Sen nerdesin? erkenden uyanmak ve akşamı terk etmek için çok geç çok geç artık çocuklar büyümüyor kuşlar o sonsuz bahçelerde o sonsuz kanatlarıyla ne yapsak geçmiyor kabuğa kesmiş yara ne yapsak bitmiyor içimizin o ıssız, o derin… söyle bana! söylersen kendini ben şimdi şaşırırım kuşlar o sonsuz bahçelerden uçuverir bu ifşayla elbirlik elbirlik: güzel türkçemizin güzel kelimesi ve kafa karışıklığı, asit yağmuru, uzak ülkelerin işgali sonsuz şiir. sonsuz şiir. sonsuz şiir. sen bir truva atı olsan, ben bir rûzgar Rüzgar yazdı bunları ben değil Harfleri de biliyor, ünlemi de Bir esti mi fırtına, kar, boran yazıyor Bazen yeni doğan bebeği anlatıyor İşte şimdi böyle geldi geçti Nereye gitti? Kime gitti? Ne zaman gelecek? Rüzgar mı bana esiyor yoksa ben mi rüzgara? Yüzüne açıkça söyleyemediğim sözlerden kaçıramıyorum dilimi içime akıyor zehir Bu yüzden üstüme üstüme geliyor kelimeler ki müebbede mahkumlar ölü şair masasında
Bir tükenmez kaleme aldım o fikir ki semavi o duygular ise ulvi o dilekler dualar ve niyetler sonsuz şiirdedir artık
Nüanslar dokundukça ta mektuptan uzanıp yalnızlığıma canımı yakar sabaha karşı göz yaşımı tutamam satır aralırnda Yüzünü görürsem ne mutlu gençliğime ne mutlu yetişkinliğime ve yaşlılığıma görebilirsem.. Ne mutlu yaşadım ben Ne mutlu öldüm herkes gibi
Sormasanız da söyleyeyim ben Sonsuz hayata doğrudur yönü zamanın ve umut koluna girip bu ebedi sesin geçerek ölüm kapısından bulur anlamını bir bir yaşadıklarımın
Sıyrıl ey akıl karanlıklardan bir gücün varsa bir yön bul delikanlıca bir fikri sev yürek dolusu
Bir elim kadın bedeninde para kasasında olsa bir elim de koşarak gel soluk soluğa kalbim yolları tozutarak dağları ve bütün arzı geç Yalnızlıktan çıkınca varırsın yanına canhıraş Yüzünü görürsün artık Görmek bir yana, hayal kurmayı bile özlüyor insan Hayalini özlemişim Yüzünü görmek istiyorum sakındığım sen Teninin kokusuna hasret bu beden Savrulduk mu uzaklara ? Yoksa yan yana mıyız hala... Bunu biz bile bilmiyoruz. El ele tutuşmasak da, göz göze bakamasak da İlle kavuşmak mıdır sevda ? Kavuşabilir miyiz sence Bu şiir gibi sonsuz mu olur sevda, ya da yaşam bu şiir gibi, sonsuzluk olsaydı ? Gözlerini kapa Tam karşıdadır Karanlıkta Cesur esmerliği yüzümün
Hayal kursan da fark etmez Gözlerime baksan da Hasret iki uçludur Öteki uçtayım ben sürekli
Sessiz gizli sevdayı Görme eyleminde mi tartıyorsun Gören ile görüleni bir tutan terazide Ateş mi ölçü birimlerin de
Kağıta yüzümü çizmek mi tek derdin Ten ölür gözönünde tutsan da Tutmasan da al canımı helal olsun sana Ayrılık olmasın yeter ki
Sakın beni gözünden bile Sesinle sar şarkılarla üşütme Sar sarmala erit yiteyim yüreğinde Sakla izlerimi süpür bilinç altına anıları da
Teninin kokusuna mı hasret denir Canın sıcaklığına mı Kalbin titrerse fark ederim hemen Nefesini tutsan da tutmasan da
Şehvet bahar taşkınıdır Gençliğin hayal yatağından Ulaşır boz Bulanık çağrısı bedenin
Kitabı dişlerinle parçala Savrulsun elinden karanlık sayfalar Dağılsın peşim sıra Uzaklara saçılsın kelimeler
Ayrılık meydanı değil mi Karanlık koca bir yalnızlık Bu kara sevdada Müebbede mi mahkum olur iki can
Kavuşabilir mi sence Bu iki uçurumdan tabutla Mezara akan iki yarım gençlik Parlak ten rengi zamanın
Yan yana iki göz müyüz yoksa Aynı yüzünde hayatın Işıkları sönmüş İki yıldız kararmış korkudan
Bir dizede ateşli kelimeler miyiz hala... Okunaksız alın yazısında Neden parmaklardan bağlıyız böyle pamuk ipliğiyle de olsa Bir çift söz müyüz ufka asılı
Sevdayı biz bile bilmiyoruz şikayet ediyoruz Yer gök inliyor feryat figandan Ne önemi var sürgünün ayrılığın Kalpler buluştuktan sonra
El ele tutuşabilir Heyecanlı kelimelerimiz aldırmadan eleştirilere Tutuşmayabilir de utanarak örtündüğü karanlıktan Üstündeki kirli anlamlardan
Göz göze bakabilir de iki ayrı kafeste
Bakmayabilir de iki yaralı kuş Buluşamamak değil midir sevda Soğumuş küllerinde arzunun Sevda olunca acısı da güzel oluyor, arzusu da Yaşamayacağın şeyi hissetmek oluyor Kafesteyiz, külleri bile kalmıyor ateşin kuvvetinden
Gözlerimi kapadım karşımdasın Yaşananları attım bilinç altıma sakladım Sende hasret kalacaksın
Hasret çözemediğin soru En güzel sevda Nefes alıyorum yaşamak için
Nefes alıyorum sevmek için Her nefeste sevdiğim diyor bu kalp Saklayıp içine çekiyor
Kelimeler anlamsız kalıyor Attım kara sayfaları karanlığa Sevdan uzak olsa da sevdan aydınlık geliyor bana
Seni sevdim ben Sen olmasan da yalnız hissetmedim ben Acı çektim ama bu kalbin benim olduğumu bildim ben
Karşı karşıyayız bakıyoruz hep aslında Görüyoruz, biliyoruz, yaşıyoruz sevdamızı
Sen aynaya bakınca seni görüyorsun ya İşte o benim bunu da biliyorsun sen Bizi kavuşturamayan nedenler, uzaklara itti
Kavuşuyoruz aslıda biz İki kefen iki emanet tabut Son an yaşayacağız eşitliği, Artık beni, sonsuzluğun ardındaki ulaşılmazlıkta ara. Ben, görme şansının olmayacağı yerdeyim. Beni, henüz olmayan bir evrenin girişinde bekle Ve anla yitirdiğin aşkın uçuşunu. Bedelsiz bir sevgiyi tepmenin ağır bedelini. Bulutlardan ağlama, iste kendin için Geçmişte kalan mutlu günleri an Ve bir daha geri iste o günleri Gelmeyeceğini bile bile... Susadıkça geçmişe, Yüreğindeki pişmanlık pınarından iç, Uykusuz gecelerine yeni karanlıklar ekle. Gülmeyi unutmak varmış, sevinmeyi anamamak... Acıyı yutkunmak varmış, sevgiliyi anlamamak... Sen kendine yetmeyeceksin, biliyorum. Ben olmadıkça sen hep var olacaksın Ve var olduğun yerde ben olmayacağım. Yok olmayı istemek varmış, hayatı aşmak. Canı salıvermek varmış, zamanı taşmak... Susmak varmış, sessizce bir serzeniş Ve haykırmak varmış, sonsuza bir sesleniş.....
|